SAĞLIK VE BİTKİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAĞLIK VE BİTKİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16.2.24

Satın almada gıda riskleri

 

BU YAZIMIZ TÜKETTİĞİMİZ GIDANIN SAĞLIK VE RİSKLER DİYEBİLECEĞİMİZ 2 AŞAMADAN OLUŞMAKTADIR 







SEVGİLİ TÜKETİCİLER BIR GIDA ÜRÜNÜNÜ SATIN ALIRKEN BİRÇOK HUSUSU OKUYARAK SATIN ALMALIYIZ

1- ÜRÜNÜN ÜRETİMİ VE SON KULLANIM TARİHİ: 

  • Üretilen tarih ve son kullanım tarihleri önemli Çoklu zincir marketlerde miadı yazılı tarihten 2 gün önceden vaxi ürünleri almayınız.
  • Örnek olarak Süt ve süt ürünleri,yufka,çiğ Süt ve benzer ürünleri alırken mutlaka hassasiyet gösterilmelidir.
  • Dondurulmuş gıdaların çözülmemiş olması ve üzerindeki tarih dahilinde kullanımı önemlidir.
  • Dondurulmuş sebzeler güvenle kullanılabilir ve bunlarda katkı yoktur,
  • İşlenmiş ve Dondurulmuş gıdaların katkisiz oldugunu söyleyemeyiz,milföy hamuru,pizzalar,unlu tum işlenmiş  gıda obezite Dostudur.

BU ÜRÜN ÖZELLİĞİ NEDİR SIZCE?
SADECE %2 MEYVE İÇERİYOR ICERIGINE BAJALIM
TANAMEN KATKI


2-ÜRÜN MUHTEVİYATI:

  • Ürün bileşimleri ,işlenmiş ürünün ana madde oranı nedir?Örnek,meyveli bir Süt aldınız  meyve oranı o kadar az ki binde bir orantıda Süt oranı ise %1 veya 2 olursa gerisini siz düşünün 
  • Örnek 3/1 fincanlik Nestlé nescafe ürününün KAHVE ORANI NEDİR? %9,6 oranında Çözünebilir Kahve olduğunu görüyoruz. Bu da 18,5 gr.’lık tek pakette 1,77 gr. Kahve demektir. Yani aldığınız bu paketin %90’dan fazlasını Şeker ve Kahve Beyazlatıcısı olarak alıyorsunuz. Kahve oranı ise 2’si 1 Arada çeşidinden %11 daha azdır

3-ÜRÜN KATKI MADDELERI:

  • Katkılar değince kimyasallar on planda oluyor,bu katkılarin zararlarını bir çok yazımda işlediğim için bunlara deginmeyecegim.Örnek 
  • GIDA KATKILARI
  • EKMEK KATKILARI
  • GDO ETİKETLİ  BİR ÇOK  BENZER YAYINLARI BU BLOKTA BULABİLİRSİNİZ.BEN BU KATKI MADDELERI GÖRSELLER UZERINDE İŞLEYECEĞİM.

●Danone markasıyla satışa sunulan çilekli süt içeriğinde çilekten çok, aroma vericisi bulunuyor.

Ürün içeriğinde;

%4,5 ilave şeker,

%0,8 yağlı UHT süt,

%0,01 yani binde 1 çilek/muz var.

180 ml'lik tek kutu 8,1 gr ilave şeker yani 4 tane küp şeker içeriyor. 

●●NESQIK

Nestlé Türkiye tarafından "kalsiyum kaynağı" ifadesiyle satılan Nesquik Kakaolu Süt ürününü inceliyoruz.

Ürün içeriğine baktığımızda ilk 3 sırada; Pastörize içme sütü, Şeker ve Kakao tozu olduğunu görüyoruz. Ürün içerik beyanında şeker oranı yazmasa da, mevzuat gereği bu bilgilendirme etikette “%5,5 oranında İlave şeker içerir” ifadesiyle beyan ediliyor. Buna göre ürünün 180 ml'lik tek kutusunda 10 gr ilave şeker yani yaklaşık 5 küp şeker içeren üründe kıvam arttırıcı ve aroma verici bulunuyor. 



●●●Ülker marka çiziviç

Ambalajında "zeytinyağlı", "kekikli" ve "Zeytinyağı Ege'den" ifadeleriyle bulunan Ülker Çiziviç içeriğinde ikinci sırada Palm yağı var.

Ürün içeriğinde ayrıca;

%0,6 yani binde 6 zeytinyağı,

%0,3 yani binde 3 zeytin ezmesi ve

%0,3 yani binde 3 kekik bulunuyor.


●●●●Ak Gıda tarafından üretilen çilekli sürme peynir %20 çilek sosu içeriğinde %6,1 çilek suyu konsantresi içeriyor.

Yani üründe %1,2 oranında çilek suyu konsantresi bulunuyor. Sosta ayrıca sofra şekeri ve aroma verici var.

TUM URUNLER BUNLARA BENZER: Gofret,çikolata,kremalar,kek,pastalar,toz santi, meyve suları(meyve oranı önemli) yazanayacagimiz yüzlerce Ürün.



4-KIRMIZI VE BEYAZ ET MAMULLERİ;

  • Reyondan bu ürünleri Beyaz et veya Kırmızı Et ayrı bölümler ile birbirine teması olmamalıdır.
  • Pişmiş veya çiğ etler bir arada olmamalıdır.
  • İşlenmiş ürünler şarküteri bölümünde Üretim ve SKT,STT olarak tarih etiketli olmalıdır.
  • Yaz aylarında ki paketli et süreçleri önemli 


BU ÖNERİMİZ DEĞERLİ ÖĞRETMENİM SAYIN FEVZİ MAMİOĞLU ÖNERİSİ OLUP SUNUYORUM..KENDI MEYVELİ SÜTÜMÜZÜ KENDİMİZ YAPALIM.




●●GÜNÜMÜZDE HER EVDE BLENDER VARDIR;
2 ADET MUZ,3 BARDAK SOĞUK SÜT(Blenderden 2 dakika geçiriniz) ve  akebinden 2 YEMEK KASIGI PEKMEZ  çok uzun süre bırakmadan (sadece karıştırmak maksatlı) KULLANIMA HAZIRDIR.
1 AVUC FINDIK İLE ÇOCUKLARA YUKSEK VITAMIN TAVSİYESİYLE. 
BLENDERE SÜT MEYVE VE FINDIK BIR ARADA YAPILIRSA İÇİNDE ÖĢÜTÜLÜR.

LUTFEN DİKKAT:PEKMEZ EKŞIMTRAK OLDUGUNDAN ÖTÜRÜ  SÜT KESİLİR,HER ZAMAN SON ASAMADA COK KISA SÜRE TUTUYORUZ.

●●KAHVALTIMIZDA ÇAYIMIZI İÇTİK.
Soğuk Çay mı desek Ice tea mi???
Çayımızı 2 kat tülbent ile süzüyorüz. Ve bir tarafta tutuyoruz.  
1 adet yeşil  Elma rendeleyerek l litre icme ile blenderden/robottan geçiriyoruz ve yine tülbent ile süzerek posasını atıyoruz.
Çay ve süzdüğünüz elma suyuna bir kaşık limon suyu ile damak zevkinize göre Bal,şeker veya pekmez ile tatlandırarak buzdolabı da muhafazası ile soğuk tüketilebilir.
TEŞEKKÜRLER. Fevzi Mamioğlu 

10.1.24

VANİLYA

 

LOKMACI BABA
LOKMANIN KITABINI YAZAN KIYMETLİ 
USTAMIZ SN NİYAZİ DUMLU












Görsel, Taze Vanilya fasulyeyidir...
Kuruyuncada genelde Vanilya Çubuğu adlandırılıyor..

VANİLYA

 

          


Vanilya hoş bir kokuya sahip bitkidir. Krem ve losyonların içinde sıklıkla kullanılan bir bitki olan vanilya özellikle hoş koku yaymasından dolayı kozmetik sektöründe de sık sık kullanılmaktadır. Parfümlerin çoğunda kullanılan bu vanilya bitkisinin faydaları nelerdir?


GIDA SEKTÖRÜMÜZDE TATLILAR VE PASTALAR

KOKU VE LEZZETİ İLE  COK KULLANILAN BIR KATMANDIR,ANCAK COK KULLANILAN DERKEN

VANİLYA NIN ÖZÜ ESER MİKTARDA YANİ GAYET AZ KULLANILMALIDIR,AKSİ TAKDİRDE ACIMTIRAK BIR LEZZET VERİR..



O AÇIDAN PIYASADA SATILAN POŞET VANİLYALAR YAKLAŞIK %80 ŞEKER BAZLI OLDUKLARINDAN "Şekerli vanilin/veya vanilya"
ADLANDIRILMAKTADIR.

PİYASADA SAF OLARAK TENEKE KUTU AMBALAJLARDA SATILMAKTADIR.



  • Araştırmalar sonucunda vanilyanın kolesterolü düşürdüğü açıklanmıştır.
  • Antibakteriyeldir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Vücut üzerindeki stresi azaltmaya yardım eder.
  • Yaralardan ve hastalıklardan kurtulmayı hızlandırır.
  • Saç için birçok sorunun çaresidir. Kırılmış saçlar ve saç dökülmesi sorunu olanlar için çok faydalıdır. Vanilya kafa derisine kan akışını hızlandırdığı için saçların gürleşmesini ve büyümesini sağlar.
  • Öksürük, soğuk algınlığı ve solunum yolu hastalıkları ile savaşır.
  • Boğazdaki iltihabı ve tahrişi azaltmaya yardım eder.Serbest radikaller yüzünden ortaya çıkan cilt rahatsızlıklarını engeller.
  • Cinsel gücü artırıcı bir özelliği vardır.



YUMURTANIN GİRDİĞİ PASTALAR,KEKLER,TART VE BENZER ÜRÜNLERE YUMURTANIN KOKUSU AÇISINDAN VANİLYA VERMEKTEYİZ..




Vanilya  Zararları

Aslında vanilyanın herhangi bir zararı yoktur. Ancak kokuya karşı hassas olan kişilerde fazla kullanımı o kişiye zarar verebilir. Zaten her şeyin fazlası zarar olduğu için vanilin de fazla kullanılmamalıdır. Vanilya, mide bulantısını önlemek amacıyla kullanılan bir üründür ancak aşırı kullanımında ters bir etki ederek kişiyi kusturabilir. Böyle durumlarda vanilya yağı kullanılmalı ve vücut rahatlatılmalıdır. Vanilyanın fazla kullanımından hariç bir de alerjik kişinin kullanmasından dolayı ortaya çıkan zararları vardır. Alerjisi olan kimse bu bitkiyi hiçbir şekilde kullanmamalıdır.


BU BLOGDA ETİKETLERİ KULLANARAK YAYINLARI VE YAZILARI GÖREBİLİRSİNİZ..

TARİHTE İLK DOĞUMGÜNÜ PASTASI:







24.11.23

TURŞU KURALIM

 


  






TURŞU KURALIM




Bu günüde turşu ile ilgilendik. 🌺


👉İçindekiler. 👈


1-Kişniş (küflenmesini önlemek ve aroma için kullandık.) 

2-Beyaz lahana









3-Havuç

4-Kornişon









5-Süs biberi

6-Sarımsak









7-Az miktarda maydanoz aroma için. 

8-Saf sirke







Giyim sponsorum. Teşekkürler 

9-Su

10-Tuz

11-Çok çok az miktarda limon tozu 

12-Az miktarda toz şeker. 

13-Kırmızı pancar

DEĞERLİ SAYFA TAKİPÇİLERİM ORANTILARINIZI  TAM TARİFİNİ YAZMADIM
DAMAK ZEVKINIZE GORE SİZ ORANTILARI
KONTTOL EDEREK YAPA BILIRSINIZ..

DEĞERLİ SAYFA ARKADAŞIM SAYIN NEVZAT KAYA,GÜBRE VE İLAÇSIZ GDO'SUZ YERLİ TOHUMLAR İLE BİTKİLER ÜRETEREK HAYATIMIZA DEĞERLER KATMAKTADIR.INSAN SAĞLIĞINA ÖNEM VEREN SEBZE/MEYVE ÜRÜNLERİ İLE ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ SAĞLIĞIMIZ ICIN AŞAĞIDA VERECEGIM LİNKTEN BİLGİ ALINIR VE ULAŞILABİLİR . BU ARADA TOHUM PAYLAŞIMLARINI ÜCRETLİ VEYA ÜCRETSİZ TALEPTE YARDIMCI OLMAKTADIR.
TELEFON:+90542 2892142

📸 Facebook'ta bu gönderiye bak


https://www.facebook.com/nevzatkaya21?mibextid=MUfG1I

TEŞEKKÜRLER SAYIN. Nevzat KAYA


GÜZEL BİR KABAK TATLIM LİNKTE










29.6.23

SARI KANTARON ÇİÇEĞİ VE YAĞI


Hypericum perforatum

Sarı kantaron (Hypericum perforatum), Kılıç otu, Mayasıl otu ve Koyunkıran adlarıyla da bilinir. Sarı kantarongiller (Hypericaceae) familya’sındaki Hypericum cinsinin çiçekli bitki tip türüdür.






Sarı Kantaron Yağı

Sarı kantaron Latince adıyla Hypericum perforatum L., halk dilinde mayasıl otu veya binbirdelik otu olarak bilinir. Hyperaceae familyasından gelen sarı kantaron, ılıman ve sıcak iklimde yabani olarak yetişen bir bitkidir. Rengiyle göz alan bu ot, kurutularak ya da taze olarak işlenir ve 100’e yakın türü Türkiye’de yetişir. Soğuk coğrafyalarda tekrar tekrar oluşan ve bu sebeple çok yıllık otsu bitki olarak kategorize edilen sarı kantaron, yeşil gövdesi ve sarı çiçekleriyle 30-80 cm boylarındadır. Bu çiçekler yaz aylarında toplanır ve asırlardır tüm dünyada birçok farklı hastalığı tedavi etmek amacıyla kullanılır. Bugün de bu değerli bitki, fitoterapinin uzmanları tarafından bitkisel tedavilerde kullanılmaya devam ediyor.




Kantaron Yağı Nedir?

Sarı kantaron çiçeklerinin toplanıp belirli bir işlemden geçirilmesi ve zeytinyağı ile birleştirilmesi sonucu kantaron yağı elde edilir. Bu yağ özellikle yara izlerinin hızlı iyileştirilmesi için kullanılır. Biyoflavonoidler, organik asitler, antioksidanlardan zengin olan sarı kantaron yağı, hiperisin ve hiperforin içeriğiyle de dikkat çeker. Kırmızı kantaron yağı ise kırmızı renktedir. Hiperisin bu yağın kırmızı renginden sorumlu olan antrakinon türevidir.



Sarı Kantaron Yağı

Sarı kantaron çiçekleri, çiçeklenme dönemleri olan Mayıs-Eylül ayları arasında topraktan 5 cm yukarıda olacak şekilde, yani toprak üstünden toplanır. Avrupa Farmakopesi’nde “Hyperici herba” adı ile bilinen bitki üretim maserasyonuna sokulur. Maserasyon; Uygun bir çözücü içinde bitkinin bekletilmesi anlamına gelir. Sarı kantaronun maserasyonu için zeytinyağı tercih edilir. Ancak kullanılan zeytinyağının özellikle sızma zeytinyağı olması önemlidir.


Doğru zamanda toplanan bitkinin toprak üstü kısımları taze veya kurutulmuş olarak 2-3 cm uzunluklara parçalanır ve zeytinyağı içeren bir kavanoz içine konulur. Genellikle bu oranın 1/5 olması istenir. Bu karışım 4-6 hafta arasında belirli periyodlarda çalkalanarak güneş ışığına maruz bırakılır. Sarı kantaron çiçeklerinin zeytinyağı ile özdeşleşmesi beklenir. 4-6 haftalık süre sonunda karışım tülbentten geçirilir. Süzülen karışım kahverengi renkli bir şişeye konur ve bu şekilde saklanır.


Temelde aynı kantaron bitkisinden elde edilen bu yağların farkı kırmızı kantaron yağının taze bitkilerden, sarı kantaron yağının ise kurutulmuş bitkilerden elde edilmiş olmasıdır.


Kantaron Faydaları

Kantaron yağının son yıllarda özellikle yaraların iyileşmesinde etkili olduğu bilinir. Güneş yanıklarından, kesik yara izlerine kadar kantaronun içeriğindeki etken maddelerin iyileşme sağladığı söylenir. Bununla ilgili araştırmalar günden güne artarken kantaronun antiinflamatuar ve antibakteriyel özellikle gösterdiği kabul edilir. Kantaronun sindirim sistemini iyileştirmesi de kantaronun faydaları arasında sayılır. Kantaronun etken maddeleri depresyon ile mücadelede önemli rol oynar. Kadınların zorlu bir dönemi olan menopozda da kantaronun iyi bir dost olduğu bilinir.



Mikrop Önleyici Etki Gösterir

İçerisindeki hiperforinden kaynaklı kantaron yağı, antibakteriyel etki gösterir. Bu, bakterilerin yaşamasını durdurup, üremesini engellemesi anlamına gelir. Hiperisin antibakteriyel aktiviteye destek olur. Sarı kantaron yağı içeren bir merhemin yanıkların iyileşmesinde etkili olduğu anlaşılmıştır. İyileşme süresini kısaltırken antiseptik etki ederek mikropların üremesini ve yayılmasını engellemiştir. Yapılan bir çalışmada, Hypericum ekstraktlarının bakteri kaynaklı vajinal enfeksiyonlarda kullanımının güvenli olduğu sonucuna varılmıştır.


İltihap Giderici Kabul Edilebilir

2009 yılında yapılan bir çalışmada Hypericum perforatum bir antiinflamatuvar ajan olarak umut vaat ediyor. Sarı kantaron ekstraktlarıyla beslenen sıçanlarda, kolon iltihabıyla ilişkili enzimlerinin seviyelerinde azalma görüldü. Sarı kantaronun iki ana yağ özütü olan quercetin ve I3, II8-biapigenin, özellikle antiinflamatuvar ve mide koruyucu aktivite gösterdi. Sarı kantaron ekstraktları siklooksijenaz-2, interlökin 6 ve indüklenebilir nitrik oksit sentaz (iNOS) gibi proinflamatuvar (iltihap yapıcı) genlerin ekspresyonunun etkinliğini önleyerek antiinflamatuvar (iltihap giderici) etki göstermiştir.


Yara İyileşmesini Hızlandırır

Yara iyileştirmesi, kantaron yağını üne kavuşturan özelliğidir. Sarı kantaron, kolajen ve elastin sentezini canlandırması, iltihabi reaksiyonu önlemesi, bakteri ve küf dahil mikropların gelişimini engellemesi sayesinde yara iyileştirme özelliğine sahiptir. Sarı kantaron yağının yaraların iyileşmesini hızlandırdığı araştırmalarla ortaya konmuştur. Yapılan çalışmada, sarı kantaron ile yapılmış bir yanık kreminin kullanıldığı yanık tedavisinde şu bulgulara varılmıştır: Tedavide etkisi gözlemlenen kantaron yağının özellikle 1’inci derece yanıklarda çok etkili olduğu, yanığın 2 gün içerisinde iyileştiği rapor edilmiştir. 2’nci ve 3’üncü derece yanıkların ise alışılagelmiş yöntemlerle tedavi edilen yanıklara oranla en az 3 kez daha hızlı iyileştiği görülmüştür. Aynı zamanda bu merhemin keloid (dokunun kendisini aşırı tamir etmesi sonucu oluşan fibroz doku) oluşumunu engellediği bildirilmiştir.


Sarı kantaron merheminin sezaryen yaralarındaki etkisi üzerine yapılan bir klinik çalışmada, 10’un günde yara iyileşmesinde anlamlı farklar görülmüştür. Sezaryenle doğum yapan ve bu merhemi kullanan kadınlarda yaralarının iyileşmesinde gözle görülür fark olduğu ve yara izlerinde de küçülmeler olduğu rapor edilmiştir. Bu kadınların iyileşme sürecinde kaşıntı ve ağrı hissinin de azaldığı da gözlenmiştir.


Kantaron yağı farklı yara tedavilerinde kullanılır. Sıyrıklar bunlardan biridir. Yanık ve güneş yanıkları da yine kantaron yağı ile tedavi edilebilir.


Sindirimi Rahatlatır

Mide ülseri ve şişkinlik problemlerinde kullanımına sıklıkla rastlanan sarı kantaron yağı, akut konstipasyon (kabızlık) ve gaz krampları için de kullanılabilir. Sarı kantaron yağı midenin içerisinde bariyer oluşturarak mide asidinin etkilerini hafifletir ve hazmı kolaylaştırır.


Depresyon Tedavisinde Destekçi

Sarı kantaronun içeriğindeki hiperforin ve flavonoid maddelerinin antidepresan etki göstererek destek olduğu yapılan analizlerle gösterilmiştir. Hafif ve orta derecede depresyon tedavisinde sarı kantaron özütünün etkili olduğu klinik çalışmalarla saptanmıştır. Akut majör depresyon tedavisi gören ve günde 2 kez 450 mg standardize sarı kantaron ekstresi alan kişilerde, antidepresan etkisi görülmüştür. Sarı kantaronun antidepresan ilaçlar gibi etkili olduğu tespit edilmiştir.


Menopoz Şikayetlerini Azaltabilir

Kadınların zorlu dönemlerinden biri olan menopoz döneminde de sarı kantaronun etkilerinden faydalanılabilir. Premenopoz (menopoz öncesi) ve menopoz döneminde kadınlar gece terlemeleri, sıcak basmaları, uykuya dalmada zorluk ve az uyuma isteği, duygu durum değişikliklerinden rahatsızdır. Bu şikayetler menopoz öncesinde başlayarak kadınların en çok şikayet ettiği durumlardır. Yapılan bir klinik çalışmaya göre, sarı kantaron menopoz şikayetlerinin azaltılmasında destek olmuştur. Menopoz öncesinden itibaren başlayan bu şikayetlerin şiddetini azaltırken süresini kısaltmıştır. Ayrıca şikayetlerin görülme sıklığını da ciddi oranda azaltmıştır. Bu etki bitkinin beyinde serotonin seviyesini artırarak kişinin psikolojik durumunu iyileştirmesine bağlı olabileceği düşünülür.


Kantaron Yağının Cilde Faydaları

Özellikle yaz aylarında güneşe maruz kalınan süre ve miktar artar. Bu durum da cilt kuruluklarını beraberinde getirir. Bazı cilt tipi zaten her koşulda kurumaya müsaittir. Bu durumla başa çıkmak için zeytinyağlı kremlerin yanı sıra sarı kantaron yağından da destek alabilirsiniz. Özellikle çok sık rastlanan nasır ve topuk çatlakları için de sarı kantaron yağını deriye iyice yedirerek masaj yapıp sürmek yararlı olacaktır.


Kantaron yağının yüzde faydaları ve kantaronun yağının saça faydaları ile ilgili kanıtlanmış bir bilimsel çalışma yoktur.


Kantaron Yağı Nasıl Kullanılır?

Kantaron yağının yaralar üzerindeki kullanımı şöyledir: Ciltte meydana gelen yanık, yara, sıyrık, güneş yanıkları ve sezaryen yaralarına 8-10 damla kadar kantaron yağı sürün ve yağı masaj yaparak uygulayın.


Mide ve sindirim sistemi için ise kantaron yağının kullanım şekli şudur: Aç karnına sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa 1 tatlı kaşığı (10 ml) içilmesi önerilir. Bu sayede mide koruyucu etki gösterir ve mide ülserini tedavi etmeye destek olur.


Kantaron Yağının Yan Etkileri Var mı?

Öncelikle tüm bitkilerin kullanımı ile ilgili doğru bilgiye sahip olmak önemlidir. Kantaron yağının da nasıl saklandığı ve depolandığı bilinmelidir. Yağın ne kadar miktarda ve sürede kullanılacağı bilgisi net olmalıdır. Ayrıca hangi amaçla ile kullanılacağı da önemlidir. Şüpheli bir durum yoksa kantaron yağının ve hidrosolünün yıkıcı yan etkileri olduğu görülmemiştir. Ancak antidepresan tedavisi alan kişilerin bu bitkisel desteği almadan önce mutlaka doktora danışmaları gerekmektedir. Alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği de unutulmamalıdır.


Her zaman yanlış doz toksik etki yaratır. Sarı kantaronun öngörülmemiş ve kontrolsüz dozajı çok fazla yan etkiye sahip olabilir.


Unutmayın ki bir bitkinin etkisi ile içerisindeki etken maddeye özgü özel çözücülerle ekstrakte edilmiş etken maddelerin etkisi aynı değildir. Sarı kantaron da olsa kullanmadan önce hekiminize ve eczacınıza mutlaka danışın.


Kantaron Yağı Kimler İçin Sakıncalıdır?

Kalp damar hastalığı olanlar, klinik çalışmaları yeterli olmadığı için hamileler, emzirenler ve feokromasitoma hastalığı (böbrek üstü bezi tümörü) olanlarda sarı kantaron yağı kullanımı önerilmez. Yine kemoterapi alan kişiler ve organ reddine neden olabileceği için organ nakli yapılmış kişiler kesinlikle sarı kantaron kullanmamalıdır. Sarı kantaron yağı bazı ilaçlarla da etkileşime girebileceği için sakıncalı kabul edilir. Bu ilaçlar bazı antibiyotikler, kardiyovasküler sistemine yönelik ilaçlar ve sinir sistemi ilaçlarıdır. Sarı kantaronun bu ilaçlarla birlikte kullanılmaması gerekir.

Netten Alıntı.

Kısmen Wikipedia 

28.3.23

Tarçın ve yararları

 

TARÇIN 





Tarçın; oldukça aromatik, lezzetli ve sağlık açısından oldukça faydalı bir baharat türüdür. Tarçın, sağlık üzerindeki faydalarının yanı sıra aynı zamanda lezzetiyle de bilinir. Cinnamon adlı ağaçların iç kabuklarından elde edilen tarçının kullanımı Eski Mısır’a kadar uzanır. Polifenol antioksidan kaynağı olan gerek çay, gerek baharat, gerek kür yapılarak tüketilen tarçının birçok çalışmada saptanan başlıca faydaları arasında vücut direncini artırma, mantar enfeksiyonlarını tedavi etme, kan dolaşımını düzenleme özellikleri de vardır.

Tarçının Faydaları:


**Antioksidan Etkisiyle Bağışıklığı Güçlendirir.

**Enfeksiyonlarla Savaşır.

**Diyabet ile Mücadeleyi Destekler.

**Nörodejeneratif Rahatsızlık Riskini Düşürür.

**Emziren Annelerin Sütünü Artırır.

**Kilo Vermeyi Kolaylaştırır.

**Ağız ve Diş Sağlığı Dostudur.

**Bağırsakları Rahatlatır.


Bir çay kaşığı toz tarçın (2.6 gram) şunları içerir:


Enerji: 6.42 kalori


Karbonhidratlar: 2,1 g


Kalsiyum: 26.1 miligram (mg)


Demir: 0.21 mg


Magnezyum: 1.56 mg


Fosfor: 1.66 mg


Potasyum: 11,2 mg


A vitamini 0.39 mikrogram









Tarçının Besin Değeri ve Kalorisi:

Yalnızca güzel kokusuyla değil besin değerleri ile de mutfağın değerli baharatlarından olan tarçın, glisemik indeks düzeyi düşük besinlerden biridir. Bu özelliği sayesinde şeker hastaları için uygun bulunan besinde A, C, K, E ve B6 vitamini bulunur.


Bilhassa baharatlar arasında zengin bir K vitamini kaynağı olarak kemiklere ve kalbe faydalıdır. Vitaminlerin yanında çinko, manganez, kalsiyum, demir, bakır, magnezyum ve potasyum minerallerini içerir. Tarçının içerdiği kalori miktarı ise 100 gramda 272 kaloridir ve 5 gramlık bir adet çubuk tarçında yaklaşık olarak 13 kalori bulunur.

Yetiştirildiği Yerler : 

Tarçın tropik ülkelerde yetiştiğinden Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Günümüzde başta Endonezya, Malezya, Madagaskar, Brezilya ve Jamaika’da kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Kaynak. Alıntılar İnternet ansiklopedileri

AŞAĞIDAKİ RESİM TARÇININ ÇIKARILDIĞI AGAC GÖVDELERİNDEN ELDE EDİLEN DOĞAL ÜRÜNDÜR..









Ben sürekli bir çubuk kabuk tarçını cebimde taşır ve aklıma geldikçe küçük bir parça emer sonuçta çiğner yutarım. 

Bu arada sutlu tatlılar ve birçok tatlılar da kullanılır.  İstenirse çay demlerken çay ile birlikte   küçük bir parça kabuk tarçın,sıcak süt içiminde toz tarçın kullanılabilir. 


Sağlıkla kalınız 




1.8.22

BLEDA Horoz İbiği Amaranthus lividus

 

Amaranthus lividus














BU BİTKİYİ GÖREN VAR MI?

BLEDO



Hazırlayan: Bilhan Akkaya 

Bu süper gıda birçok kişinin gözünden kaçıyor. Sokaklarda yürürken yol kenarlarında bu bitkinin inatla büyüyüşünü mutlaka görmüşsünüzdür. 


Bu bitki; çok eski zamanlardan beri hafife alınmıştır; ancak çok yüksek miktarda besin maddesine sahiptir. Bilimsel adı; amaranthus olan bitkinin beslenmeye katkısı oldukça büyüktür: folik asit, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, demir, çinko, bakır, B1 vitamini veya tiamin, B2 veya rivoflavin, B3, A ve C içermektedir. Bu oranlar turuncu besinlere oranla bu bitkide daha fazladır. 

Aynı zamanda; ette, balıkta ve yumurtalarda bulunan lizin gibi; amino asit kaynağıdır. Kalori, protein, karbonhidrat, lif ve kül içermektedir. Mısır, pirinç ve buğdaydan daha fazla liflidir. Ayrıca ishal, iç kanama, reglde aşırı kan kaybı, deri ülserleri, ateş, boğaz tahrişi, parazit, öksürük ve depresyon ile savaşmak için birebir bir besindir. Sindirim sistemini temizlemeye de hizmet etmektedir. 


Ayrıca sinirsel uyarılma ve beyin oksijenasyonunda kullanılmaktadır. Böylece hafızayı ve konsantrasyonu geliştirmektedir. 


Diğer ülkelerdeki isimleri: 

Meksika: Amaranto ve penguicha.

Bolivya: coimi.

Peru: quiwicha

Rusya: Lebedá.

TEŞEKKÜRLER.  Sn. BILHAN AKKAYA

NOT.  Bitki ile ilgili araştırma devam ediyor en kısa sürede bu sayfada ilaveler yapılacaktır..

Ayhan usta 

01.Agustos.2022

Aşağıdaki bilgiler alıntıdır. 

ABC BİLİM SİTESİNDEN YAPILAN ALINTIDIR.
VE İSPANYOLCADAN OTOMATİK GOOGLE ÇEVİRİSİDİR.

Şu anda unutulmaya yüz tutmuşlar ve yerlerini , domuz otunun Amaranthaceae familyasının bir bitkisi olduğundan habersiz olmasına rağmen, çok geleneksel bir ifade olan " Umrumda değil " ile değiştirilmiştir. " solmaz » anlamına gelir.

Bu bitki merakla 'Rüzgar Gibi Geçti' filminin sahnelerinden birine girdi. Scarlett O'Hara , Rhett Butler'a , ayrılırsa ona ne olacağını sorduğunda , kalp hırsızının yanıtı daha güçlü olamazdı: " Açıkçası canım, umurumda değil ."

Kötü basına sahip bir bitki

Beğensek de beğenmesek de, bu gezegendeki yaşamın %65'inden fazlası bitkiler tarafından temsil edilmektedir. Domuz otu veya amaranth, bitki krallığında en kötü basına sahip gruplardan birine aittir ve biz bunu küçümseyici bir şekilde ' yabani otlar ' olarak biliriz, büyük büyüme ve üreme kapasiteleri nedeniyle yok edilmeleri zor olduğu için bu adla anılırız.

Birçok durumda, bu otsu bitkiler gelişip yaşlandıklarında, nitratları emme kapasiteleri daha da fazladır, bu da diğer bitkilerden nitratın 'çalınmasını' destekleyerek gelişimlerini zayıflatır.

Pigweed'in bilimsel adı Amaranthus retroflexus'tur ve Azteklerin yapraklarını yediği ve tıbbi amaçlar için kullanmanın yanı sıra tohumlarıyla belirli bir tür ekmek yaptıkları Amerika'ya özgüdür. Bazı Meksika şehirlerinde domuz otu ile şekerlenmiş tatlılar satın almak bugüne kadar hala mümkündür.

Yeni Dünya'nın fethi sırasında İspanyollar, insan kurbanlarıyla bağlantılı dini ritüellerde kullanıldığı için huahtli adını alan domuz otunun yetiştirilmesini yasakladılar. Ayrıca, bitki, Engizisyon tarafından yasaklanan ve zulme uğrayan çalılar, sebzeler ve sebzelerin bir özeti olan ' Genel Tarım Anlaşması'na (1513) dahil edildi. İnceleme , Kardinal Cisneros'un papazı Gabriel Alonso de Herrera tarafından yazılmıştır .

Çok 'uzaylı' bir bitki

Domuz otu mısırların arasında, yol kenarlarında ve sulak alanlarda yetişir. Yaprakları neredeyse altı inç uzunluğundadır, alttakiler oval, yüksek olanlar genellikle mızrak şeklindedir. Popüler sözün iddia ettiği gibi etkisiz veya önemsiz olmaktan çok uzak olan domuz otu, çiçeklerinin muazzam verimliliği ile öne çıkıyor. Her bitkinin bir milyona kadar tohum üretebileceği tahmin edilmektedir.

Ek olarak, yüksek oranda çoklu doymamış yağlar, bitki bazlı proteinler ( amarantin ) ve temel vitaminler içerirler. Tahıllarda küçük konsantrasyonlarda görülen bir amino asit olan yüksek lizin seviyelerine sahip olduğu gösterilmiştir.

Tüm bu beslenme tekillikleri nedeniyle domuz otu, astronotların diyetinin bir parçası olarak seçildi. Ayrıca , bitki astronotlar için besin, oksijen ve su üretirken atmosferden karbondioksit çıkardığı için NASA onu bir CELLSS (Kontrollü Ekolojik Yaşam Destek Sistemi) ürünü olarak nitelendirdi.



3.4.22

ZEYTİN ZEYTİNİME DOKUNMA

 





Avrupa zeytini" anlamında Olea europaea botanik adlı zeytinzeytingiller Oleaceae familyasından meyvesi yenen ve geleneksel olarak Akdeniz iklimine özgü bir ağaç türüdür. Tür, tüm Akdeniz ülkelerinin yanı sıra Güney Amerika, Güney Afrika, Çin, Avustralya, Yeni Zelanda, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yetiştirilir.[1][2] Olea europaeaOlea cinsi için tip cinsidir.











Zeytin" de denilen zeytinin meyvesi zeytinyağının kaynağı olarak Akdeniz bölgesinin tarımında çok önemlidir; Akdeniz mutfağının temel bileşenlerinden biridir.


Zeytin adını, ağacına, meyvesine, Leylak, Yasemin, Forsythia ve gerçek dişbudak ağaç türlerini de (Fraxinus gibi) içeren bitki ailesine verir.













TÜRKİYE'DE  ZEYTİN ÜRETİMİ 

==============================

Dünya zeytin üretici ülkeleri arasında; ağaç varlığı açısından Türkiye 4., ekili alan açısından da 846,000 hektar ile 6’ncı sıradadır. Böylece dünya zeytinyağı üretimine %8 zeytin üretimine %9 oranında katkıda bulunur. 2003 verilerine göre sofralık zeytin üretiminde de İspanya’dan sonra 2’nci, tüketimde ise 1. sıradadır.


Türkiye'de zeytin üretimi Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılır.


Marmara Bölgesi'nin zeytin ağacı varlığı Türkiye'nin zeytin ağaçlarının % 10 'dur. Ayvalık, Mudanya, Edremit Körfezi, Orhangazi, İznik, Gemlik ve Yalova gibi yerlerde yoğun olarak bulunur. Ege Bölgesi'nde Manisa ilinin Akhisar ilçesi 12 milyon adet zeytin ağacı ile Türkiye’nin en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi konumundadır.[33][34]


Zeytin yetişen 35 ilin dörtte birinde ağaçlar Türkiye ortalamasının altında verime sahiptir.







FAYDALARI

=============


Besleyici değeri çok yüksek olan bir besindir.


Zeytinde bol miktarda bitkisel protein, yağ, A, C, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, kükürt, klor, magnezyum mineralleri vardır.


Kalp ve damar sağlığı için çok faydalı olan zeytin, yaşlanmanın etkilerini de azaltır.


Dermokozmetik amaçlı kullanıldığında cilde güzellik verir.


Saç dökülmesini engeller, kepeği önler, saçları kuvvetlendirir.


Kırışıklıkları giderir. Makyaj kimyasallarının oluşturabileceği olumsuz etkileri azaltır.


Cilt hastalıklarının oluşumu önlemeye yardımcı olur.


ZEYTİNYAĞI 

=============

Zeytinyağı, zeytin ağacının (Olea europaea) meyvesinden elde edilen yeşilimsi-sarımtırak renkte sıvı bir yağdır.

Kaynak:Wikipedia 

Resimler:MENELART Zeytin eseri





24.5.19

AKGÜNLÜK REÇİNESİ



Biz Antakya Alevileri buna Arapça ile "buhur" deriz. Dini rituellerde, türbe, mezarlık gibi mekanlarda kullanıldığı gibi evlerde nazardan ve kötü ruhlardan korunmak için de bu tütsü yakılır.

Burada Katar'da Hıristiyanlarin, Yahudilerin ve hatta Hindularin da bu tütsüye mistik anlamlar yüklediğini ve dini rituellerde kullandığını öğrendim.

Katar'in tozlu havası bende nefes darlığı rahatsızlığına sebep oldu. Bu rahatsızlığa iyi geldiğini okudum. Son haftadır bu duman devamlı tütüyor evde...

Aşağıdaki linkten okuyacağınız gibi sağlığa bir çok faydası olduğu iddia ediliyor.

Gerçekten cennete gitmeyi kolaylaştırır veya kötü ruhları perişan eder mi bilmem ama eve de sinen inanılmaz güzel kokusu nefes darlığına iyi geliyor ve insanın ruhunu dinlendirdigi de bir gerçek.

https://www.google.com/amp/m.milliyet.com.tr/amp/akgunluk-neye-iyi-geliyor--pembenar-detay-alternatiftip-2344772/


Bu YAZI,METIN VE GORSELLER
SN. EKREM GÜRSOY FACEBOOK 
SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. 



Sn. Ekrem GÜRSOY 'A Teşekkürler

24.05.2019
Ayhan MANSUROĞLU
DIYANET ISLÂM ANSİKLOPEDİ KAYNAĞIDIR :
Müslümanlık’ta ibadetlerle ilgili bir buhur yakma geleneği yoktur. Ancak gü­zel kokuyu çok seven, devamlı surette kokulu yağ kullanarak bunu ashabına da tavsiye eden ve hatta kızı Zeyneb’in vefatında naaşının birkaç defa sidr ile yıkanıp sonuncu suyuna kâfur katılma­sını isteyen Hz. Peygamber’in ibadet maksadıyla de­ğil fakat güzel kokmaları için mescidlerde buhur yakılmasını emrettiği bilinmek­tedir. Ayrıca Hz. Ömer’in minbere oturduğu zaman azatlısı Ab­dullah el-Mücmir’in buhur yaktığı ve bu sebeple el-Mücmir (buhurdan yakıcı) lakabını taşıdığı rivayet edilmektedir. Coğrafyacı İbn Rüşte ise (X. yüzyıl) Hz. Ömer’in Medine’deki mescide, üzeri insan figürleriyle süslü Suriye işi bir gü­müş buhurdan hediye ettiğini bildirmek­te ve bu bilgi­ler İslâm’ın ilk yıllarında mescidlerde bu­hur yakmanın bir gelenek haline geldi­ğini göstermektedir. Ancak buhurun Hz. Ömer’in minbere oturduğu sırada yakıl­masından anlaşıldığına göre bu gelenek yalnız cuma ve bayram namazlarına in­hisar etmiş olmalıdır. Nitekim yine İbn Rüşte, kendi yaşadığı devirde buhurun daha çok saraylarla konaklarda halife ve beyler tarafından kullanıldığını, ba-zan da cami ve mescidlerde yakıldığını söylemektedir. XII. yüzyıl sey­yahlarından İbn Cübeyr, ramazan ayın­da Mekke’de kıldığı bir namazdan bah­sederken camide bol miktarda buhur ya­kıldığını açıklamakta, XIII. yüzyılda ise Mevlânâ duayı buhur dumanına benzetmektedir. Nâdir bulunduğu için pahalı bir madde olan buhurun za­manla camilerde cuma. bayram ve te­ravih namazları sırasında da yakılmasın­dan vaz geçilmesine karşılık yine İslâm’­ın ilk asırlarından itibaren özel olarak kullanılmasına devam edilmiştir. Meselâ Mâlik b. Enes’in (ö, 179/795), yalnız hadis dersi verirken Hz. Peygamber’e bir saygı nişanesi olmak üzere boy abdesti alarak en temiz elbiselerini giyip güzel kokular süründüğü ve odasında buhur yaktırdığı, Abbasî Hali­fesi Me’mûn’un (813-833) her saiı günü sarayına topladığı âlimlerin, huzura alın­malarından önce yemek yedirilerek bu­hurdan yakılmış odalarda tütsülendirildikleri bilinmektedir. Bu­gün de mevlid, tasavvuf müziği icrası ve sünnet töreni gibi dinî veya kökeni din­den kaynaklanan toplantılarda bu gele­nek devam ettirilmekte ve Kahire gibi geleneklerine bağlı İslâm şehirlerinin es­ki çarşılarında, elde dolaştırılan buhur­danlar ücret karşılığı dükkânlara soku­larak havalan tütsülendirilmektedir. Mi­lâttan önce XI. yüzyıldan beri, altın ka­dar kıymetli buhur sayesinde zengin ol­duğu bilinen ve halen dış gelirlerinin % 10’unu buhur ihracatından elde eden dünyanın bir numaralı buhur üreticisi Yemen’de ise buhur kullanımı günlük hayatın içine girmiş olup topluca oturu­lan hemen her yerde buhur yakılmakta ve özellikle mübarek günlerde, buhur dumanına tutulmuş çömleklere konula­rak kokulandırılmış sular içilmektedir.
Bazılarının adları Eski Mısır, Mezopo­tamya, İbranî ve Hint kaynaklarında da tesbit edilen başlıca tütsü maddeleri öd ağacı, sandal ağacı, ladin, günnük, şe­ker kamışı, tarçın, Çin tarçını, reçine, balzam ve kurutulmuş limon kabuğu gi­bi maddelerle bazı böcek cinsleri ve ko­kulu topraktır. Bunlar çubuk, talaş, toz ve kabuk şeklinde yakılabildikleri gibi bazıları belirli oranlarda bir araya geti­rilerek özel bir karışım halinde de kulla­nılmaktadır. Tevrat’ta Rab tarafından ha­zırlanışı tarif edilen ve din dışı amaçlar­la kullanılması haram kılınan buhur böy­le bir özel karışımdır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi