BİLGİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİLGİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20.3.22

Pestisit nedir zararları nelerdir

 














Görseller alıntıdır. Buğday Derneği 



Bir pestisit kimyasal bir madde ya da virüs veya bakteri gibi biyolojik bir ajan olabilir. Kimyasal pestisitlerin çoğu hedef organizmaya seçkin etkinlik gösteremedikleri için hedef organizma dışındaki organizmalarda da çeşitli hastalıklara yol açar hatta öldürücü olabilirler. Birçok pestisit insanlar için de zararlıdır. Kullanıldıkları canlıların yiyecek şeklinde insanlar tarafından kullanılmaları sonucunda insanlarda yaygın hastalıklara ve istenmeyen sıkıntılı durumlara sebep olurlar. Kimyasal pestisitlerin ve etken maddelerinin akut toksik etkileri vardır. Karbamatlarorganofosfatlar ve klorlanmış hidrokarbonları içeren birçok pestisit genetoksik etkiye sahiptir. Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde artmalar gözlenmiştir.

Pestisitlerin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerinde birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğerböbrek ve kaslarda bozukluklar görülmüştür. Pestisitin canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan itibaren başlamaktadır. Bu ilaçlar plasentadan fetüse geçmekte ve bunun sonucu olarak düşükler, hiperpigmente ve hiperkeratatik çocuk doğumları görülmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir.

Organofosfatlı ve karbamatlı insektisitler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit etmektedir.

Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye zarar vermektedir. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70'li yılların başında, UNEP Stokholm İnsan Çevresi Konvansiyonu’nu hazırlayan süreçte göstermişlerdir. 30 yıl sonra ABDAvustralyaKanadaJaponya ve Yeni Zelanda, uluslararası baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulmasına karar vermişlerdir.

Bu çalışmalar kapsamında KOK (Kalıcı Organik Kirleticileri) olarak adlandırılan içlerinde tarımda da kullanımı yaygın olan birçok kimyasal ürün bazı özel durumlar hariç yasaklanmış ve KOK özelliği taşıyan yeni kimyasallarında üretilmesi yasaklanmıştır. Bu anlaşma kapsamında; aldrinendrintoksafenklordandieldrinheptakolmireksDDT ve endüstriyel kimyasallar olan heksaklorobenzen ve PCB’ler yasaklanmış ve stokları takip altına alınmıştır. Türkiye'de Çok ve ark. tarafından yapılan birçok çalışmada anne sütlerinde belirli oranda bu kimyasallar bulunmuştur. Kalıcı Organik Kirleticilerden olan organik klorlu pestisitler ise Cafer Turgut ve ark. tarafından yapılan birçok çalışmada tespit edilmiş ve Toros dağlarında ise uzaktan taşınım tespit edilmiştir.

Tarım ilaçlarının kan hücreleri üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Organofosforlu insektisitler eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) membran özelliklerini değiştirerek eritrosit fonksiyonun engellemektedir. Diğer bazı pestisitler de eritrositlerin boyutlarının ve yüzey şekillerinin bozulmasına ve eritrosit antioksidan sistem enzimlerinin aktivitelerinin değişmesine sebep olmaktadır. Pestisitlerin en önemli etkilerinden biri de asetilkolinesteraz enzimini inhibe etmeleridir. Bu durumda alt beyin kökünde solunum kontrol merkezlerinin baskılanması ile canlı ölüme gider. Yine pestisitlerde yapılan bir araştırmada pestisitlerin TCA enzimlerinin (malat dehidrojenaz, süksinat dehidrojenaz) inhibe olmasına sebep olduğu bulunmuştur.

ZARARLARI NELER?

Pestisitlerin etkileri ve zararları
  • Kusma.
  • İshal.
  • Terleme.
  • Solunum güçlüğü
  • Çarpıntı
  • İstemsiz kasılmalar olarak sayılabilir.

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. 

Kaynak.Wikipedi 




DAHA KAPSAMLI BILGILER ICIN:

https://zehirsizsofralar.org/


20.9.21

18.İSTANBUL ULUSLARASI MUTFAK GÜNLERİ

 












22-25 Aralık 2021 tarihleri arasında TÜRKİYE AŞÇILAR VE ŞEFLER FEDERASYONU tarafından 18.si organize edilecek olan Uluslararası İSTANBUL Mutfak Günleri, AVRASYA FUAR MERKEZİNDE yapılacaktır. Türkiye’nin en büyük gastronomi yarışması ve festivali olan organizasyon 17 yıldır yapılıyor. Dünyanın gastronomi alanında önde gelen ülkelerinin federasyonları ve dernekleri ile gerçekleşecek organizasyona bu yıl da geçmiş yıllarda ki gibi yoğun ilgi bekleniyor. Türk mutfağının dünya mutfağı ile entegrasyonunda büyük adımlar atılmasını sağlayan festival, dünya lezzetlerini İSTANBUL’a taşıyacak. Geçmişte yapılan başarılı organizasyonlarla Dünya Aşçılar Birliği (WACS) tarafından “Kıtalar Arası (Continental)” unvanı alan İSTANBUL Mutfak Günleri, ülkemizin genç şeflerine uluslararası düzeyde yarışma imkânı sağlıyor.



Hem yarışan hem de ülkemizi gezebilme imkânı bulan dünyanın usta şefleri, birbirinden renkli organizasyonlarla ağırlanmaktadır. Turizm açısından da ülkemize büyük değerler kazandıran Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, Türkiye ve dünya gastronomi kültürüne yeni şefler kazandırırken Türk mutfağının dünyada daha çok tanınması için köprü görevi üstlenmektedir.

70’in üzerinde kategoride yarışacak olan Türk ve dünya şefleri, madalya alabilmek için kıyasıya mücadele edeceklerdir. Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu’nun yıllardır yaptığı bu büyük organizasyonla gastronomi turizmine katkı sağlamayı hedeflemektedir. Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu, Türkiye’de eğitim noktasında yeni açılan okullar ve benzeri sertifikasyon programlarıyla aşçılarımızı ve şefleri dünya standartlarında yetişmeleri için üniversitelerle yapmış olduğu işbirliği sayesinde sektördeki önemli bir eksiği tamamlamaktadır.

Dünyaya açılma noktasında büyüyen ve Türkiye’de yer alan ulusal ve uluslararası gastronomi markaları açısından büyük bir tanıtım noktası oluşturan Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, festival alanı içinde özel açılarla markalara kendilerini tanıtma ve bilinirliklerini artırma imkânı sunmaktadır.


ADRES :Dr.Mimar KADİR TOPBAŞ GÖSTERİ MERKEZİ
Yenikapı etkinlik alanı
Kennedy cad.No.11/1
Aksaray/İSTANBUL 
(ESKİ YENİKAPI BALIK  HALİ YANI)

 https://www.istanbulgastronomyfestival.com/tr/default.aspx

Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi
Yenikapı Etkinlik Alanı, Kennedy Cd. No: 11/1, 34096 Aksaray, Fatih, İstanbul

Tel: +90 (212) 587 38 45



22.8.21

Felaket” mi, “ektiğimizi biçmek” mi?

 

ALINTI.https://www.bugday.org/blog/



Felaket” mi, “ektiğimizi biçmek” mi?

Yayınlanma Tarihi: 3 Ağustos 2021
“Felaket” mi, “ektiğimizi biçmek” mi?

Ege ve Akdeniz’de yaşanan orman yangınlarının, Rize’de, Artvin’de, Van’da selin aldığı canlar; Tuz Gölü’nde susuzluktan ölen flamingolar; Marmara Denizi’nde koca bir ekosistemi tehdit eden müsilaj; Gediz’i, Ergene’yi yok oluşla karşı karşıya bırakan kirlilik…

Yürütülen hatalı politikalar ve tüketime dayalı yaşam biçimi, tarımdan enerji, su ve atık yönetimine kadar yaygın yaşam alışkanlıklarını ve politikaları sorgulamamıza neden oluyor. Oysa bu sorgulamaları yapmak için sellerin can almasını, müsilajın su yüzüne çıkmasını, flamingoların ölmesini, orman alanlarımızın yok olmasını, sağlığımızı kaybetmeyi bekleyemeyiz.


Felaketler bize ne anlatıyor?

Hemen her gün yeni bir felaketin eklendiği bu tablo bizlere, Buğday Derneği olarak yıllardır yaygınlaşması için çabaladığımız küresel ekolojik dönüşümün gerçekleşmesi için zamanımızın giderek azaldığını gösteriyor. Karar alıcılar ve bireyler olarak, doğanın uyarılarını anlama ve eyleme geçme konusunda daha hızlı ve etkin davranmamız gerek.

İklim, su ve gıda krizlerine zemin hazırlayan kararları alan politikacılar, yerel yönetimler ve sanayi kuruluşları ile birlikte, tüketim/tükenim ekonomisinin tahrip edici izlerinin farkında olmayanlara çağrıda bulunuyoruz:

Geri dönüşü olmayan noktaya gelmeden önce, ekolojik dönüşümün gerçekleşmesi için adımlar atmalıyız.

İnsanı merkeze alan dünya görüşü ile artık bir arpa boyu bile yol alamayacağımız açık. Yaşadığımız krizler ve art arda yaşanan felaketler, insan türünün sadece “almak” üzerine kurduğu, tüketim odaklı yaşamının ve buna hizmet eden ekonomik sistemin sürdürülemez olduğunun bir kanıtı.

Gıdamızın üçte biri tarladan sofraya gidene kadar heba oluyor; tarımda kullanılan gübre ve pestisitler (zehirli kimyasallar) içilebilir temiz suları ve toprağı kirletiliyor; kömürlü termik santraller canlıları hasta ediyor, iklim krizini derinleştiriyor, tarımsal alanları verimsizleştiriyor; obez yapılaşma doğal varlıkları tehdit ediyor; kullanılıp çevreye atılan poşet ve plastikler binlerce deniz canlısını öldürüyor…

Orman yangınlarından sel felaketlerine, kum fırtınalarından müsilaja, kapımızdaki su kıtlığından flamingo ölümlerine, böcek istilalarından salgınlara kadar bütün krizler aynı yöne işaret ediyor: Değişmemiz gerekiyor.

Tüm bu krizlerin çözümü, “sürdürülebilirlik” kılıfı altında, asıl öznenin kalkınma olduğu bir amaç yerine, “yaşamın bir bütün olarak sürdürülebilirliğini” amaç edinmekten ve bu yönde dönüşüm için adım atmaktan geçiyor. Önce bakış açımızı, sonra seçimlerimizi ve politikalarımızı değiştirmeliyiz. Ekosistemin bize hizmet ettiğini zanneden insan merkezli anlayışı terk etmeli, ekosistemin bütün unsurlarının birbiriyle işbirliği yaptığı ve dolayısıyla insanın da bu işbirliğinin ve hizmetin bir parçası olduğu anlayışıyla hareket etmeliyiz.

Hepimiz aynı gemideyiz.

Gerçek zenginliğimiz, sahip olduğumuz nesneler ve mekânların sayısı değil, yaşamın her alanında var olan (diller, kültürler, gelenekler, tohumlar vb.) çeşitlilik. Yaşamın sürdürülebilirliği ancak bu çeşitlilik ile mümkün.

Bireylerden topluluklara, şirketlerden yerel yönetimlere ve politika yapıcılara kadar hepimiz, gezegendeki krizden sorumluyuz. Tahrip ettiğimiz gezegeni onarmanın yollarını bir an önce öğrenmemiz gerek.

Her seferinde doğa karşısındaki güçsüzlüğümüzü anlamak ve başka felaketleri izleyerek sadece endişe duymak yerine harekete geçmeli, tüm canlıların yaşamını savunmak için gereken adımları atmalıyız.

Günlük alışkanlıklarımızı, yaşam tarzımızı, stratejilerimizi, politikalarımızı dönüştürerek, milyonlarca türle birlikte yuvamız olan dünya gezegenini hep birlikte onararak, hepimiz için yaşanabilir bir yer haline getirmeliyiz.

Doğayla uyumlu yaşamın izlerini takip ederek, yerelden başlayıp küresele uzanacak dönüşümü hep birlikte inşa edelim. Hemen şimdi!

ALINTI. 


https://www.bugday.org/blog/





Sorularnıtlar, tercihlerimizi, tercihlerimiz dimizi belirliyor.
“Türeti

15.12.20

Trans yağ etiketten çıkarılıyor

ALINTI 
======
Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIMTARIM DÜNYASINDANaey@dunya.com

Dünya Gazetesi
Yazarlar
Ali Ekber YILDIRIM
Trans yağ etiketten çıkarılıyor
Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
aey@dunya.com
14 Aralık 2020 Pazartesi
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda ürünlerinin etiketinde “trans yağ” ibaresini kaldırmak için yönetmelik taslağı hazırladı. Taslak bu haliyle kabul edilirse gıda ürünlerinde “trans yağ” olsa da olmasa da etikete yazılamayacak ve tüketici trans yağ olup olmadığını bilemeyecek. Bazı ürünlerin etiketinde yer alan “ürünlerimizde trans yağ yoktur” ibaresi de böylece yasaklanmış olacak.

Bakanlık tarafından hazırlanan “Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” taslağı bakanlığın internet sayfasında görüşe açıldı.

Taslaktaki en önemli değişiklik, trans yağ ibaresinin gıda etiketlerinden çıkarılması olacak. Taslağın 7. maddesine göre, Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin 35.maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi şu şekilde değiştiriliyor: “7/3/2017 tarihli ve 30000 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıdalara Vitaminler, Mineraller ve Belirli Diğer Öğelerin Eklenmesi Hakkında Yönetmelik ile getirilen kısıtlamalar kapsamında gıda etiketlerinde trans yağ ile ilgili beyan yapılmaz.”

Uygulamadaki yönetmelik

Bakanlığın değiştirmek istediği uygulamadaki yönetmeliğin 35. maddesinin ilgili bölümü şöyle:

MADDE 35 - (1) Zorunlu beslenme bildirimi aşağıdaki bilgilerden oluşur:

a) Enerji değeri.

b) Yağ, doymuş yağ, karbonhidrat, şekerler, protein ve tuz miktarı.

c) Tuz içeriğinin sadece gıdanın doğasında bulunan sodyumdan kaynaklandığı durumlarda bu duruma ilişkin bir ifade beslenme bildirimine çok yakın bir yerde yer alabilir.

ç) Diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen bilgilere ilave olarak sadece ilgili gıda kodeksinde tanımlanan sürülebilir yağ/margarinler, yoğun yağlar, bitkisel yağlar ve bu yağları içeren gıdaların yüzde 2’den fazla trans yağ içermesi durumunda trans yağ miktarı bildirilir.

Kanada ve bazı AB ülkelerinde yasak

Yapılan araştırmalar, trans yağların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle Kanada, AB’nin bazı ülkelerinde kullanımı yasaklanan trans yağ, Türkiye’de tamamen yasak değil. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 7 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Gıdalara Vitaminler, Minareller ve Belirli Diğer Öğelerin Eklenmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yüzde 2 ile sınırlandırıldı. Yüzde 2’nin üzerinde kullanımı yasak. Yüzde 2’nin altında ise etikete yazılıyordu. Fakat bundan sonra yazılamayacak.

Etiketlerde farklı uygulamalar var

Türkiye’de trans yağ kullanımı yasak değil. Yeni yönetmelik taslağı ile de yasaklanmıyor. Yüzde 2’ye kadar kullanılabilir. Fakat etikete yazılması yasaklanıyor. Yani gıdada olan veya olmayan trans yağa ait bilgi tüketiciden saklanacak. Bugün raflara bakıldığında trans yağ ile ilgili çok farklı uygulamalar var. Bazı ürünlerin etiketinde trans yağ sıfır olarak belirtiliyor. Bazı ürünlerde trans yağ miktarı yüzde 2’nin altında ise bu miktar yazılıyor. Ancak, izin verilen yasal sınırlar içinde olduğu ifade ediliyor. Bazı ürünlerde ise “trans yağ yoktur” ibaresi yer alıyor. Yapılacak yeni değişiklikle “trans yağ” ibaresi, beyanı etiketlerden tamamen çıkarılıyor.

Endüstri değişikliğe karşı

Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu yetkilileri yapılacak değişikliğin doğru olmadığını özellikle merdiven altı veya kayıt dışı olarak nitelendirilen ürünlerde trans yağların kullanıldığını belirtiyor. Yetkililer, “Endüstri bu alanda önemli yatırımlar yaptı. Birçok işletme ürününde trans yağ kullanmıyor. Yeni düzenleme trans yağ kullanmayanlar için haksız rekabet oluşturacak. Trans yağın etiketlerde belirtilmesi gerekir. Ayrıca denetimlerin çok iyi yapılması lazım. Trans yağ kullandığı halde etikette belirtmeyenler var. Bunu önlemek yerine trans yağ ibaresinin tamamen kaldırılması tüketicinin doğru bilgilendirilmesi ilkesine aykırı. Yıllardır tüketicilerin etikete bakarak ürün almalarını söyledik. Şimdi etiketlere bakan tüketici yanlış ve eksik bilgilendirilmiş olacak” bilgisini verdi.

Bakanlığa göre: İbare tüketiciyi yanlış yönlendiriyor

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Harun Seçkin düzenleme ile ilgili olarak DÜNYA’ya şu bilgileri verdi: “Bu düzenleme ile 'trans yağ yoktur' ibaresini kaldırıyoruz. Zaten trans yağ kullanımını yüzde 2 ile sınırlandırdık. Bu çok önemli bir düzenleme. Yağ olan bir gıdada yüzde 2’nin altında trans yağ olması ancak analizle tespit edilebilir. Trans yağ olma olasılığı çok düşük. Etikete 'trans yağ yoktur' diye yazıldığında tüketicide yanlış algı yaratabilir. Diğer ürünlerde trans yağ varmış gibi bir algı oluşuyor. Bunu önlemek istiyoruz. AB, Nisan 2021'de bu uygulamaya geçecek, biz 1 Ocak itibariyle geçmiş olacağız. Geçmişte, GDO ile ilgili benzer bir durum yaşanmıştı. Türkiye'de gıdalarda GDO kullanımı yasak. Bazı üreticiler gıda etiketine 'GDO yoktur' diye yazınca diğerleri için haksız rekabete neden olur diye kaldırılmıştı."

Yasal olarak yüzde 2’nin üzerinde trans yağ kullanımının yasak olduğunu belirten Seçkin, denetimlerde yüzde 2’nin üzerine yasal işlem yapıldığını söyledi.

'Tedavi edici' sözüne izin

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik taslağı ile gıdaların tedavi edici ve iyileştirme özelliğine sahip olduğuna dair bilgilendirme yasağı da kaldırılıyor. Taslak ile Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin 7. maddesinin 3. fıkrası yürürlükten kaldırılacak. Yürürlükten kaldırılan fıkra şöyle: “Özel beslenme amaçlı gıdalar ile ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, gıdanın bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğuna dair bilgilendirme yapılamaz, bu tür özelliklere atıfta bulunulamaz.”

Bu fıkranın yürürlükten kaldırılması ile gıdaların hastalıkları önleme, tedavi edici ve iyileştirici özelliklerine dair bilgilendirme yapılmasına izin verilmiş olacak.

Bakanlık ne yapmak istiyor?

Tarım ve Orman Bakanlığı gıda etiketleri ile ilgili düzenlemelerde konusunda çok sıklıkla değişiklikler yapıyor. Değişiklikler de “müjde” olarak açıklanıyor. Ancak, yapılan her değişiklik bir önceki müjdeyi ortadan kaldırıyor.

Bundan 3 yıl önce, Etiketleme Yönetmeliği, “Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği” ve “Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği olarak ikiye ayrıldı. 26 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de iki ayrı yönetmelik olarak yayınlandı. Tarım Bakanlığı bunu “Gıda etiketlerinde yeni dönem başladı” diye duyurdu. Duyuruda özetle şöyle denildi:

“Gıda etiketlerindeki bilgilendirmenin doğru, açık ve tüketici için kolay anlaşılır olması sağlanacak. Tüketicilerin gıda hakkında en doğru ve açıklayıcı şekilde bilgilendirilerek daha bilinçli seçimler yapması sağlanacak.

Gıdaların etiketinde enerji ve besin öğelerinin miktarı yer alacak. Mevcut durumda isteğe bağlı olarak veya gıdanın belirli şartları sağlaması durumunda yapılan beslenme yönünden etiketleme yeni düzenleme ile hazır ambalajlı bütün gıda etiketlerinde zorunlu hale getiriliyor. Hazır ambalajlı gıdaların etiketlerinde gıdanın 100 gr veya 100 ml’sinde enerji değeri ile birlikte besin öğelerinin (yağ, doymuş yağ, trans yağ, karbonhidrat, şeker, protein ve tuz) miktarının yer alması zorunlu olacak.”

Trans yağ %2'yi geçemeyecek

Bakanlık 7 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Gıdalara Vitaminler, Minareller ve Belirli Diğer Öğelerin Eklenmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile gıdalarda kullanımı kısıtlanmış öğeler listesine trans yağları da ekledi. Buna göre, perakende işletmelere arz edilen gıdalar ile son tüketiciye sunulan gıdalarda trans yağ miktarı, toplam yağın 100 gramında 2 gramı geçemeyecek. Bakanlık şimdi yapmak istediği yönetmelik değişikliği ile bu bilginin etiketlerde yer almasını yasaklıyor.

Raflardaki ürünler için süre uzatılabilir

Yönetmelik taslağına göre, gıda etiketlerinden "trans yağ” ibaresinin çıkarılması 1 Temmuz 2021'den itibaren uygulanmaya başlanacak. Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Harun Seçkin, taslağı görüşe açtıklarını ve uygulama ile ilgili sürenin sektör taleplerine göre uzatabileceklerini söyledi. Seçkin, "Raflardaki ürünleri dikkate alarak altıncı ayın sonuna kadar verdiğimiz süreyi biraz daha uzatabiliriz" dedi.

TRANS YAĞ NEDİR?
Trans yağlar ya da trans yağ asitleri, doymamış yağ grubunda yer alır. Trans yağlar hayvan vücudunda doğal olarak üretilebileceği gibi endüstriyel yollarla da üretilebilir. Doğal yolla üretilen trans yağlar, bazı hayvanların sindirim sistemindeki bakterilerce sentezlenir ve bu hayvanlardan yapılan hayvansal gıdalarda az miktarda trans yağ bulunabilir. Süt ürünlerde bulunan toplam yağın yaklaşık %2-8'ini trans yağlar oluştururken et çeşitlerinde bu oran %3-9 arasındadır. Doğal yollarla üretilen ve hayvansal gıdalardan alınan trans yağ az miktardadır ve sağlık açısından ciddi bir risk oluşturmaz. Yapay yolla üretilen trans yağlar, sıvı haldeki bitkisel yağların hidrojenle doyurularak daha katı hale gelmesiyle elde edilir. Endüstriyel trans yağlar sağlık için oldukça zararlıdır. Pek çok farklı amaçla paketlenmiş ürünlerde, hazır gıdalarda bulunan bu yağın aşırı tüketiminin, ciddi sonuçları olabilecek hastalıklara yol açabileceği bilinmektedir.

Trans yağ neden kullanılır?

Trans yağlar; ucuz, kullanımı kolay ve uzun süre bozulmadan bekleyebilen bir yağ çeşididir. Yiyeceklere güzel bir tat verir ve çabuk bozulmalarını önler. Bu avantajları nedeniyle paketli gıdaların raf ömrünü uzatmada kullanılır. Trans yağ kullanılmış ürünler ucuza mal olur, uzun süre rafta kalabilir ve tüketiciler tarafından tadı beğenilir. Bu yüzden ambalajlı gıdaların üretiminde tercih edilen bir yağ türüdür. Restoranlarda da özellikle kızartma yağı olarak sıklıkla kullanılan bir yağdır. Tekrar tekrar kullanılabildiği için hazır yemek sektöründe tercih edilir. Maliyet ve uzun kullanım ömrü gibi konularda avantajlı bir gıda olmakla birlikte tüketicilerin sağlığını ciddi ölçüde riske atan trans yağların, gıda sektöründe kullanımı pek çok ülke tarafından kısıtlanmıştır.

Trans yağ nelerde bulunur?

Gıda sektöründe trans yağ içeriği en yüksek besinler: Margarin, ekmek, pasta gibi unlu mamuller, patlamış mısır, dondurma atıştırmalıklar, patates kızartması, çıtır tavuk gibi fast foodlar, kahve kreması olarak sayılabilir.

Trans yağın zararları nelerdir?

Trans yağların, günlük alınan toplam yağ miktarı içindeki oranının fazla olması pek çok farklı hastalık açısından risk oluşturur. Aşırı trans yağ tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Diyabete yakalanmada, artmış trans yağ tüketimi önemli bir etkendir. Trans yağ, damarların en iç tabakasında hasara neden olarak damar yapısını bozabilir. Bu bozulma sonucunda damarlarda genişleme meydana gelebilir. Trans yağların bazı kanserlerin gelişimine neden olduğuna dair çalışmalar da mevcut. Kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar yapılmıştır.(Kaynak: Medicalpark Hastaneleri)


.

15.10.19

AŞÇI ANDI



İNSAN SAĞLIĞI İLE İLGİLİ; MESLEĞİMİ İCRA EDERKEN

MESLEKİ ve ETİK KURALLARA GÖRE HAREKET EDECEĞİME

ÇALIŞMALARIMDA İNSAN SAĞLIĞI ve YAŞAMINI ÖN PLANA ÇIKARARAK

YETENEK ve BECERİLERİMİ EN İYİ ŞEKİLDE YERİNE GETİRECEĞİME

ATATÜRK İLKE ve İNKİLAPLARININ BEKCİSİ OLARAK, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KORUYACAĞIMA

ÜLKEME YARARLI BİR MESLEK MENSUBU OLARAK; BANA GÖSTERİLEN GÜVENE LAYIK OLACAĞIMA

TÜRK MUTFAĞINI DÜNYA MUTFAKLARI İÇERSİNDE YÜCELTECEĞİME
DİN, DİL, IRK GÖZETMEKSİSİN AŞÇILIK MESLEĞİNİN ŞEREF ve HAYSİYETİNİ KORUYACAĞIMA
AND İÇERİM

29.9.19

GDO ŞEKER UN VS..



Sevgili dostlar:
Bir yakinimiz,dostumuz,
Komşumuz,sevdiğimiz insanlıkta göz ve yuregimizin kabul görmediği birilerinin hasta olması ve Bebe'ler ,gençler, yaşlılar kısacası ASRIN değil, son yılların ölümcül hastalığı KANSER illeti kökenini kendimiz bulmak istiyorsak aşağıdaki kitabı okuyarak bilgi yapımızı zengilestirip gecte olsa imkanlar dahilinde hataların duzeltilmesini
Bazı gıda kısıtlamaların a dur demek hepimizin asıl görevidir. Yillar önce BU konuyu defalarca dile getirmiştim. Bugün geç değil hemen uygulamaliyiz..

Siyasi sebepleri bu saatten sonra
Kabullenmek göz ardı etmek zorunluluğunu bir kenara bırakıp bizimde  yapabileceğimiz ne kaldı?gibi
Düşüncelerimiz vardır elbette ama
Siyaset sadece var,bize destekleri mi?
Hep zararlar. Lütfen i kitabı okumay calusiniz Türkiyemizin güçlü araştırmacı yapisina sahip bir yazarımızın ARASTIRMASIDIR..
SAĞLIKLI YAŞAM DILIYORUM HEPINIZE..
SAYGI/SEVGIYLE
Ayhan MANSUROĞLU
ALINTI:
MINE KIRIKKANNAT(YAZAR)

Kırıkkanat, "Bu topraklarda doğan ve yaşamaya çalışan, hatta doğacak olan çocukların bile sağlığını bozan küresel suikastı; ülkemizi tümüyle ele geçiren gizli emperyalistleri, endüstriyel tarım lobisini ifşa ediyor" dedi.