22.12.19

17.GASTRONOMİ FESTİVALİ BAŞLIYOR



25-28 ARALIK 2019 GÜNLERİ 
ARASINDA ULUSLARARASI 
FESTIVALE KATILACAK OLAN
TÜM ŞEF,AŞÇI VE SEKTÖRDEKİ 
AŞÇI ADAYLAR'A BAŞARILAR DILERIM..
AYHAN USTA 


15.10.19

AŞÇI ANDI



İNSAN SAĞLIĞI İLE İLGİLİ; MESLEĞİMİ İCRA EDERKEN

MESLEKİ ve ETİK KURALLARA GÖRE HAREKET EDECEĞİME

ÇALIŞMALARIMDA İNSAN SAĞLIĞI ve YAŞAMINI ÖN PLANA ÇIKARARAK

YETENEK ve BECERİLERİMİ EN İYİ ŞEKİLDE YERİNE GETİRECEĞİME

ATATÜRK İLKE ve İNKİLAPLARININ BEKCİSİ OLARAK, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KORUYACAĞIMA

ÜLKEME YARARLI BİR MESLEK MENSUBU OLARAK; BANA GÖSTERİLEN GÜVENE LAYIK OLACAĞIMA

TÜRK MUTFAĞINI DÜNYA MUTFAKLARI İÇERSİNDE YÜCELTECEĞİME
DİN, DİL, IRK GÖZETMEKSİSİN AŞÇILIK MESLEĞİNİN ŞEREF ve HAYSİYETİNİ KORUYACAĞIMA
AND İÇERİM

29.9.19

GDO ŞEKER UN VS..



Sevgili dostlar:
Bir yakinimiz,dostumuz,
Komşumuz,sevdiğimiz insanlıkta göz ve yuregimizin kabul görmediği birilerinin hasta olması ve Bebe'ler ,gençler, yaşlılar kısacası ASRIN değil, son yılların ölümcül hastalığı KANSER illeti kökenini kendimiz bulmak istiyorsak aşağıdaki kitabı okuyarak bilgi yapımızı zengilestirip gecte olsa imkanlar dahilinde hataların duzeltilmesini
Bazı gıda kısıtlamaların a dur demek hepimizin asıl görevidir. Yillar önce BU konuyu defalarca dile getirmiştim. Bugün geç değil hemen uygulamaliyiz..

Siyasi sebepleri bu saatten sonra
Kabullenmek göz ardı etmek zorunluluğunu bir kenara bırakıp bizimde  yapabileceğimiz ne kaldı?gibi
Düşüncelerimiz vardır elbette ama
Siyaset sadece var,bize destekleri mi?
Hep zararlar. Lütfen i kitabı okumay calusiniz Türkiyemizin güçlü araştırmacı yapisina sahip bir yazarımızın ARASTIRMASIDIR..
SAĞLIKLI YAŞAM DILIYORUM HEPINIZE..
SAYGI/SEVGIYLE
Ayhan MANSUROĞLU
ALINTI:
MINE KIRIKKANNAT(YAZAR)

Kırıkkanat, "Bu topraklarda doğan ve yaşamaya çalışan, hatta doğacak olan çocukların bile sağlığını bozan küresel suikastı; ülkemizi tümüyle ele geçiren gizli emperyalistleri, endüstriyel tarım lobisini ifşa ediyor" dedi.

24.5.19

AKGÜNLÜK REÇİNESİ



Biz Antakya Alevileri buna Arapça ile "buhur" deriz. Dini rituellerde, türbe, mezarlık gibi mekanlarda kullanıldığı gibi evlerde nazardan ve kötü ruhlardan korunmak için de bu tütsü yakılır.

Burada Katar'da Hıristiyanlarin, Yahudilerin ve hatta Hindularin da bu tütsüye mistik anlamlar yüklediğini ve dini rituellerde kullandığını öğrendim.

Katar'in tozlu havası bende nefes darlığı rahatsızlığına sebep oldu. Bu rahatsızlığa iyi geldiğini okudum. Son haftadır bu duman devamlı tütüyor evde...

Aşağıdaki linkten okuyacağınız gibi sağlığa bir çok faydası olduğu iddia ediliyor.

Gerçekten cennete gitmeyi kolaylaştırır veya kötü ruhları perişan eder mi bilmem ama eve de sinen inanılmaz güzel kokusu nefes darlığına iyi geliyor ve insanın ruhunu dinlendirdigi de bir gerçek.

https://www.google.com/amp/m.milliyet.com.tr/amp/akgunluk-neye-iyi-geliyor--pembenar-detay-alternatiftip-2344772/


Bu YAZI,METIN VE GORSELLER
SN. EKREM GÜRSOY FACEBOOK 
SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. 



Sn. Ekrem GÜRSOY 'A Teşekkürler

24.05.2019
Ayhan MANSUROĞLU
DIYANET ISLÂM ANSİKLOPEDİ KAYNAĞIDIR :
Müslümanlık’ta ibadetlerle ilgili bir buhur yakma geleneği yoktur. Ancak gü­zel kokuyu çok seven, devamlı surette kokulu yağ kullanarak bunu ashabına da tavsiye eden ve hatta kızı Zeyneb’in vefatında naaşının birkaç defa sidr ile yıkanıp sonuncu suyuna kâfur katılma­sını isteyen Hz. Peygamber’in ibadet maksadıyla de­ğil fakat güzel kokmaları için mescidlerde buhur yakılmasını emrettiği bilinmek­tedir. Ayrıca Hz. Ömer’in minbere oturduğu zaman azatlısı Ab­dullah el-Mücmir’in buhur yaktığı ve bu sebeple el-Mücmir (buhurdan yakıcı) lakabını taşıdığı rivayet edilmektedir. Coğrafyacı İbn Rüşte ise (X. yüzyıl) Hz. Ömer’in Medine’deki mescide, üzeri insan figürleriyle süslü Suriye işi bir gü­müş buhurdan hediye ettiğini bildirmek­te ve bu bilgi­ler İslâm’ın ilk yıllarında mescidlerde bu­hur yakmanın bir gelenek haline geldi­ğini göstermektedir. Ancak buhurun Hz. Ömer’in minbere oturduğu sırada yakıl­masından anlaşıldığına göre bu gelenek yalnız cuma ve bayram namazlarına in­hisar etmiş olmalıdır. Nitekim yine İbn Rüşte, kendi yaşadığı devirde buhurun daha çok saraylarla konaklarda halife ve beyler tarafından kullanıldığını, ba-zan da cami ve mescidlerde yakıldığını söylemektedir. XII. yüzyıl sey­yahlarından İbn Cübeyr, ramazan ayın­da Mekke’de kıldığı bir namazdan bah­sederken camide bol miktarda buhur ya­kıldığını açıklamakta, XIII. yüzyılda ise Mevlânâ duayı buhur dumanına benzetmektedir. Nâdir bulunduğu için pahalı bir madde olan buhurun za­manla camilerde cuma. bayram ve te­ravih namazları sırasında da yakılmasın­dan vaz geçilmesine karşılık yine İslâm’­ın ilk asırlarından itibaren özel olarak kullanılmasına devam edilmiştir. Meselâ Mâlik b. Enes’in (ö, 179/795), yalnız hadis dersi verirken Hz. Peygamber’e bir saygı nişanesi olmak üzere boy abdesti alarak en temiz elbiselerini giyip güzel kokular süründüğü ve odasında buhur yaktırdığı, Abbasî Hali­fesi Me’mûn’un (813-833) her saiı günü sarayına topladığı âlimlerin, huzura alın­malarından önce yemek yedirilerek bu­hurdan yakılmış odalarda tütsülendirildikleri bilinmektedir. Bu­gün de mevlid, tasavvuf müziği icrası ve sünnet töreni gibi dinî veya kökeni din­den kaynaklanan toplantılarda bu gele­nek devam ettirilmekte ve Kahire gibi geleneklerine bağlı İslâm şehirlerinin es­ki çarşılarında, elde dolaştırılan buhur­danlar ücret karşılığı dükkânlara soku­larak havalan tütsülendirilmektedir. Mi­lâttan önce XI. yüzyıldan beri, altın ka­dar kıymetli buhur sayesinde zengin ol­duğu bilinen ve halen dış gelirlerinin % 10’unu buhur ihracatından elde eden dünyanın bir numaralı buhur üreticisi Yemen’de ise buhur kullanımı günlük hayatın içine girmiş olup topluca oturu­lan hemen her yerde buhur yakılmakta ve özellikle mübarek günlerde, buhur dumanına tutulmuş çömleklere konula­rak kokulandırılmış sular içilmektedir.
Bazılarının adları Eski Mısır, Mezopo­tamya, İbranî ve Hint kaynaklarında da tesbit edilen başlıca tütsü maddeleri öd ağacı, sandal ağacı, ladin, günnük, şe­ker kamışı, tarçın, Çin tarçını, reçine, balzam ve kurutulmuş limon kabuğu gi­bi maddelerle bazı böcek cinsleri ve ko­kulu topraktır. Bunlar çubuk, talaş, toz ve kabuk şeklinde yakılabildikleri gibi bazıları belirli oranlarda bir araya geti­rilerek özel bir karışım halinde de kulla­nılmaktadır. Tevrat’ta Rab tarafından ha­zırlanışı tarif edilen ve din dışı amaçlar­la kullanılması haram kılınan buhur böy­le bir özel karışımdır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi

2.5.19

MEZGIT RESTAURANT ÖDÜLE DOYMUYOR





MEZGİT RESTAURANT BAĞIMSIZ TÜKETİCİ DEĞERLENDİRMELERİNE GÖRE KUŞADASI'NDA EN İYİ BALIK RESTAURANTI OLARAK SEÇİLDİ...
BAŞARI BELGESİNİ ALAN İŞLETME SAHİBİ ŞÜKRÜ ÇALIŞKAN,"YILLARDIR MÜŞTERİLERİME HİZMETİN KALİTESİNİ VERMEK İÇİN BEN EKİBİM VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ.BÖYLE BİR ÖDÜLÜ 2.KEZ ALMAK İŞLETMEM ADINA ONUR VE VE GURUR VERİCİ.BİZİ BÖYLESİNE ONURLU ÖDÜLE LAYIK GÖREN SAYGIDEĞER MÜŞTERİLERİMİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. HERŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIKLAR.BİZLERDE DAHA DA GÜZELİNİ VERMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"DİYE KONUŞTU.

SEVGILI DOSTUM ŞÜKRÜ ÇALIŞKAN AZMİYLE ÇOK ÖDÜLLERE LAYIK OLACAK.

Şükrü Çalışkan sayfasından  ALINTI .

Can dostum BAŞARININ DEVAMINI DILIYORUM.