8.7.22

MUTLU BAYRAMLAR





KURBAN BAYRAMINIZI KUTLAR SAĞLIKLI YAŞAM DİLİYORUM. NİCE BAYRAMLAR TEMENNİSİYLE......

















3.7.22

MAGNESOL XL KİMYASALI

05.01.2009 TARİHLİ YAZIM MAGNESOL XL,MAGNESOL XL,MAGNESOL XL ======================================= AŞÇILAR'A BİLGİLENDİRME ________________________ Sevgili Meslektaşlarım,Bugun çok önemli bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum,bugun tüm gazeteleri gözden geçirdim sadece HÜRRİYET gazetesinin yazmış oldugu bu önemli haberi özetleyerek sizi bilgilendirmek istedim. ============================================= Kanserojen etkiyi kimse takmıyor, yanmış yağ sarartılıp kullanılıyor
HIZLI yemek (fast food) zincirlerine "kızartmalık yağlarınızı dökmeyin" sloganıyla pazarlanan Magnesol XL, yanmış yağı anında sapsarıya dönüştürüyor ve yanık kokusunu yok ediyor. Kullanıldığı analizle belirlenebilen bu kimyasal, en fazla 3 günde bir değiştirilmesi gerekenyağın, en az 9 günde bir değiştirilmesini sağlıyor. Bu da, insan sağlığı için önemli ölçüdetehdit oluşturuyor. CENEVİZ Gıda adlı kuruluşun Mayıs 2008 tarihli Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın izniyleAmerika’dan ithal ettiği Magnesol XL adlı kimyasal, 6 aydan bu yana Türkiye’deki hızlıyemek zincirlerine alenen pazarlanıyor. "Kızartmalık yağlarınızı dökmeyin! Artık MagnesolXL var" sloganıyla pazarlanan bu kimyasal, kapkara da olsa yanmış yağlara katıldığıanda, rengi sapsarıya dönüştürüyor. Ayrıca, yanık yağ kokusunu yok etmeyi başarıyor.En fazla 3 günde bir değiştirilmesi gereken yağ, bu yöntemle 9 gün kullanılabiliyor. Ancak, işlemin aynı yağ üzerinde defalarca uygulanması, sürenin 20 günlere ulaşmasınısağlıyor. Biyodizelde kullanılıyor Arkadaşımız Mehtap Özcan’ın yaptığı araştırmaya göre, Magnezyum Silikat adlı bu kimyasal, dünyada biodizel üretimi başta olmak üzere, kozmetik, boya, kağıt, plastik,lastik, kauçuk gibi ürünlerin üretim aşamasında dolgu ve kaplama malzemesi olarak kullanılıyor. Buna rağmen Türkiye’de Magnesol XL’in pazarlanmasında hedef olarak, hızlıyemek zincirleri alınıyor. Magnesol XL’in ithalatını gerçekleştiren Yılmaz Gıda’nın sahibi Yalçın Sunar, MegnesolXL’nin sadece gıda sektöründe bitkisel yağların uzun ömürlü kullanımını sağladığınısöyleyerek, bunun atık yağlarla hiç bir ilgisi yok. Günlük kullanılan yağların hergün temzilenmesini sağlıyor. Ancak herkes eşit oranda kullanmayabiliyor" dedi. Magnesol XL’in yağların bir program dahilinde filtrasyonunu sağlamaya yönelik bir ürün olduğunu da savunan Sunar, "Belirlenen programa uyulması konusunda müşterilerimizi sürekliuyarıyoruz" diye konuştu. Kanserojen etki var Gıda Mühendisliği Profesörü Muammer Kayahan, kızartma yağlarında Magnezyum Silikat kullanılıp, kullanılmadığının ancak analizler sırasında belirlenebildiğine dikkat çekerek, "Bukimyasallarla rengi açılan yağlar tüketicinin midesinde rahatsızlığa neden olur. Gençlerin ve çocukların tüketim yerlerinde kontrol yapılması gerekiyor. Kızartma yapılırken,kızartmanın yaratacağı kötü sonuçların gölgelenmesini sağlayan bu maddelerin kullanımıyasaklanmalıdır" dedi. İnsan sağlığını tehdit ediyor SAĞLIK Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, günümüzde 140bin kanser hastasının bulunduğunu hatırlatarak, "Bitkisel yağların kızartmada en fazla 1 kez kullanılması gerekiyor. Bir kere kullanıldığında dahi kanserojen etkiler yanmış yağlarda ortaya çıkıyor. Magnezyum Silikat gibi bir maddenin kızartma yağlardakullanılıyor olması, insan sağlığı açısından son derece tehlike oluşturuyor. Bunun araştırılması ve önlenmesi gerekiyor" diye konuştu. Hürriyet Erkan ÇELEBİ ============================================ Sevgili Meslektaşlarım ben yaklaşık 6-7 Ay önce Çalıştıgım işyerine gelen pazarlama ve tanıtım elemanlarına bizzat şahit oldum ama sadece deneylerin yapıldıgı ile kalındı yani çalıştıgımız şirket böyle bir oyuna ve kimyasallara aldanmadı ve dediyim gibi sadece deney yapıldı ve öğle kaldı rağbet etmedik,ama küçük müessesede çalışan arkadaşlarımızada bu konuda hassasiyet göstermeniz dileklerimle, Saygılarımla, A.M.O. 05.01.2009

30.6.22

TARHANA OSMAN

TARHANA OSMAN.. Tarhana Osman adını hiç duydunuz mu? Adı gibi hikayesi de çok dikkat çekici.. Amerikan süt tozunun kanserojen olduğunu ispat etti ve yasaklanmasını sağladı. 1950'li yıllarda Amerikan margarini ve buğdayına karşı savaş açtı.. Yine 1950'li yıllarda Türkiye'ye Marshall yardımı çerçevesinde ABD'den büyük miktarda süt tozu yardımı yapıldı. Suya karıştırılan bu süt tozları bütün okullarda öğrencilere içirildi.. Öyle ki kendi sütünü üreten köylerde bile zorla bu sulandırılmış süt tozları verildi.. Asıl adı Osman Nuri Koçtürk olan Tarhana Osman, hem Türkiye'de hem Amerika'da biyokimya eğitimi almış ve bu konularda çeşitli araştırmalar yapmıştı.. O dönemde Amerikan süt tozuna karşı büyük bir harekât başlattı.. Amerika'nın kendi ülkesindeki üretim artıklarını, tüketilemeyecek kadar kötü olan gıdaları Türkiye'ye sattıklarını belirten Koçtürk, süt tozunda kansere yol açan "aflatoksin" mantarı bulunduğunu ispat etti ve yıllar sonra yasaklanmasını sağladı. Tarhana Osman ikinci isyan bayrağını ise Amerikan margarinine karşı açtı.. O dönemde Amerika, Türkiye'ye çok ucuza soya yağı satmaya başlamıştı.Piyasayı istila eden ABD soyası ve margarini, yerli tereyağı ve zeytinyağının yerini almaya başladı.. Hidrojene margarin tüketimiyle birlikte Türkiye'de kalp damar hastalıkları ve kolestrol sorunları adeta patlama yaptı.. Türkiye'de bunlar olurken ABD'de ise hidrojene yağ tüketimi sağlık sebepleriyle azalıyordu.. Süt tozu ve margarinin ardından ABD,Türkiye'ye "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı da satmaya başladı.. Tarhana Osman, Amerikan buğdayının hem topraklarımızı hem de insalarımızı zehirleyeceğini söyleyerek büyük bir mücadele başlattı.. Gittiği her yerde Amerikan gıda ürünlerinin yerine halka tarhana yapmayı ve tüketmeyi öneriyordu. Tarhana Osman lâkabı ona buradan kaldı.. Koçtürk'ün çabaları ihracat lobilerini çok kızdırıyordu.Hatta Bir kaç kez saldırıya uğradı.. Peki Tarhana Osman kimdir? 1943 yılında Ankara üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesinden mezun oldu.Ardından TSK'ya girdi. Daha sonra eğitimini tamamlamak için ABD'ye gitti ve Missouri Üniversitesi beslenme kürsüsünde çalışmaya başladı. 1953'te yurda dönerek Askeri Biyoloji Enstitüsü kimyagerliğine atandı. Ankara Tıp Fakültesi Biyokimya kürsüsünde önce uzman sonra gıda kontrolü ve hijyen doçenti oldu.. 1956'da Et ve balık Kurumunda Merkez Labaratuvarları Müdürü ve Teknoloji Müdürü olarak görev yaptı. 1994 yılında vefat etti.. (SONER YALÇIN'ın Saklı Seçilmişler kitabından..)
Kimdir? 1953-1978 yılları arasında 65 kitabı yayınlandı. “Gıda Emperyalizmi”, “Sessiz Savaş” ve “Açlık Korkusu” en çok tanınan kitapları.. Bir kaç kez de saldırıya uğradı. Peki Tarhana Osman kimdir? 1943 yılında Ankara üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesinden mezun oldu. Ardından TSK’ya girdi. Daha sonra eğitimini tamamlamak için ABD’ye gitti ve Missouri Üniversitesi beslenme kürsüsünde çalışmaya başladı. 1953’te yurda dönerek Askeri Biyoloji Enstitüsü kimyagerliğine atandı. Ankara Tıp Fakültesi Biyokimya kürsüsünde önce uzman sonra gıda kontrolü ve hijyen doçenti oldu.. 1956’da Et ve balık Kurumunda Merkez Labaratuvarları Müdürü ve Teknoloji Müdürü olarak görev yaptı. İşçi sendikaları ve kooperatiflere danışmanlık yaptı.Ecevit döneminde CHP Ankara Milletvekili adayı oldu, seçilemedi. 12 Eylül’de tutuklandı, bir süre cezaevinde yattı, çıktıktan sonra içe dönük bir yaşam sürdü. 1994 yılında vefat etmiştir.. Tarhana Osman bir çocukluk anısını da şöyle anlatmıştır: ’Çocukken köyümüzde bir su birikintisinin içerisinde serinleyen mandaların üzerine basa basa bir taraftan öbür tarafa geçerdik. Biz mandaların üzerinden karşıya geçtiğimizde geriye dönüp bakar, sırtına ilk bastığımız mandanın daha yeni başını yavaş yavaş çevirerek ne oluyor diye bize baktığını görürdük. İşte bitkilerle beslenen mandalar gibi tahılla beslenen insanların intikal kabiliyeti de böyle geri olur. Onun için insanlarımıza tahıl değil et yedirmeliyiz. Ormanın kralı aslan da, en kurnaz hayvan tilki de et yiyendir.’ Osman Nuri Koçtürk gerçek vatansever bir aydındı.

21.6.22

FIRIN SÜTLAÇ


FIRIN SÜTLAÇ 

2kg.   SÜT

         2 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER

          3 Y. KAŞIĞI PİRİNÇ

       1 PKT.VANİLYA

       1ADET PORTAKAL RENDESİ          2 Y.KAŞIĞI NİŞASTA 



***KASELERİNİZ PORSELEN,BORCAM VEYA TOPRAK GÜVEÇ OLABİLİR .

***PORTAKAL YIKANDIKTAN SONRA KABUGUNU RENDE HALİNDE RENDELEYECEGIZ.(Arzunuza göre limonrendeside olabilir..)



***AYNI TARİFİ NORMAL SÜTLAÇ OLARAK YAPABİLİRSİNİZ.



Pirinci 1 bardak su ile pişiriyoruz,süt ilave edilerek kaynayınca toz şekeri ve vanilyalı veriyoruz. 

Akebinden 2 yemek kaşığı  NİŞASTA yarım bardak soğuk su ile seyreltilerek kaynayan süte azar azar yedirilerek bağlanır. 

Kaynadıktan sonra ocaktan alınıp portakalın rendesi karıştırılarak ilave edilir ve kaselere doldurulur.

Sutlacımızı Kaselerimize taşırmadan dolduruyoruz ve kaseleri fırın tepsisine koyarak tepsinin içine kaseleri 1cm. Aşacak kadar soğuk su konularak 200° Isıtılmış fırında üstü kizarincaya kadar beklenir ve skebinden fırından çıkarılıp soğumaya bırakılır. 1 hahta süresince dolapta muhafaza edilerek tüketilebilir.. 

 

 

 


HATAY LEZZETLERİ  YEMEK TARIFLERI,
ZEYTİNYAGLI YEMEK TARİFLERİ ETİKETİ İLE 
BULABİLİRSİNİZ. 
ETIKET LİSTESİ  ANA SAYFAMIN SAGINDA'DIR.

H