14.4.12

SOFRAMIZDAKİ TEHLİKEYE DİKKAT


SOFRAMIZDAKİ TEHLİKEYE DİKKAT

Gökhan Günaydın, soframızdaki tehlikeye işaret etti

CHP Ankara Milletvekili ve ZMO Başkanı Günaydın, Biyogüvenlik Kurulu'nun yem sanayinde kullanılmak üzere 33 GDO'lu çeşide izin verdiğini, ancak 800'ün üzerinde GDO'lu ürünün tüketicinin sofrasına ulaştığını belirterek, GDO'lu ürünlerin tehlikelerine dikkat çekti.


Ankara- CHP Ankara Milletvekili ve Ziraat Mühendisleri odası Başkanı Gökhan Günaydın, tüketicinin sofrasındaki tehlikeye işaret etti.
800'ün üzerinde GDO'lu ürünün tüketicinin sofrasına ulaştığına işaret eden Günaydın, "Biyogüvenlik Kurulu 33 GDO'lu çeşide izin verdi, bunlar yalnızca yem sanayinde kullanılabilecek çeşitlerdir ama örneklerde göstermektedir ki gıda sanayinde kullanılmak üzere de bu ürünler yasa dışı yollarda Türkiye'ye girmektedir. GDO'lu ürünlerin etiketlenmesi gerekiyor, fakat buna uyulmuyor. Raflarda çok GDO'lu ürün var ama etiketi yok. Bakanlık üzerine düşen görevi yapmıyor" dedi.

GDO'lu ürünün üzerinde etiket olması gerektiğini, bakılınca anlaşılmayacağını vurgulayan Günaydın, "Baktığında tüketicinin anlaması mümkün değil. Mesela soyayı doğrudan alıp yemiyoruz. Çikolatanın içinde GDO'lu olup olmadığını anlamak mümkün değil, işlenmiş ürünler" dedi.

GDO'lu ürünlerin zararlarını ise Günaydın, "Kan biyokimyasında bozulma, erken doğum, organ hasarları (ciğerinden böbreğine kadar), üçüncü nesilden sonra kısırlık gibi" diyerek anlattı.
Kaynak:ANKA

EHEC Bakterisi öldürüyor


EHEC Bakterisi öldürüyor,SON DAKİKA HABERİ
28.05.2011 gündemi

Almanya’da ağır bağırsak enfeksiyonuna ve ölümlere de neden olabilen EHEC bakterisinden kaynaklanan hastalıklardan ölenlerin sayısı 9'a yükseldi.

Son olarak Schleswig-Holstein eyaletinde 38 yaşındaki bir genç kadın ile Hamburg kentinde 87 yaşındaki bir kadının EHEC bakterisinin sebep olduğu HUS sendromundan dolayı hayatını kaybettiği bildirildi.

Almanya’da yaklaşık 1000 kişiye EHEC bakterisinin bulaştığı tahmin ediliyor. Bakteriyel hastalıkların sayısının Almanya’da normalde her yıl 900 civarında olduğu belirtildi.

EHEC bakterisi, şu ana kadar sadece İspanya’dan ithal edilen salatalıklarda tespit edildi. Bu nedenle aralarında Metro gibi büyük alışveriş marketlerinin bulunduğu bazı süpermarketler reyonlarından bu salatalıkları kaldırdı.
28/05.2011



Almanya’nın kuzeyinde bulunan eyaletlerde hızla yayılan, 9 kişinin ölümüne ve 500’ü aşkın kişinin hastalanmasına neden olan koli basilinin (EHEC E.coli 0157:H7 bakterisi) kaynağı henüz belli değil.

Uzmanlar hastalığın daha çok yayılmasından endişe ediyor.

Ülkemizde de görüldüğü bilinen bu koli basili hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor.



E.coli veya Escherichia coli olarak bilinen koli basili, memelilerin kalınbağırsaklarında yaşayan genellikle yararlı bir bakteri türü olarak tanımlanıyor. Normal şartlar altında insana zarar vermeyen bu bakterinin EHEC (Enterohemorajik E.coli) grubuna ait E.coli 0157:H7 türü hayati tehlikeye neden olabiliyor.

Nasıl Bulaşıyor?

Etkenin başlıca yayılma kaynakları iyi pişmemiş veya çiğ et, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, iyi temizlenmemiş çiğ sebze ve meyve, EHEC’i taşıyan hayvanlarla temas olarak sayılıyor. Ayrıca yeteri miktarda klorlanmamış su içmek, koli basili içeren göl ve havuzlarda yüzmek de bulaş yollarından... EHEC insandan insana bulaşabildiği için özellikle toplu yaşam alanlarında yayılmasını önlemek zor...

Belirtileri Neler?

Bakteri bulaştıktan birkaç gün sonra ilk belirtiler şiddetli bulantı ve karın ağrısı olarak ortaya çıkar.

Bunu şiddetli, kanlı ishal takip edebilir. Birlikte ateş ve kusma olabilir. Tedavi altına alınan hastalar gerekli müdahalelerin ardından hızla iyileşebilir. Bazı kişilerde hastalık belirti vermeden, kendiliğinden iyileşebiliyor. Ancak bazı vakalarda EHEC ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.

Neden Ölümcül?

EHEC (E.coli 0157:H7) ürettiği toksin ile hastalık yapar. Özellikle yaşlı insanlarda ve çocuklarda HUS Sendromu’nun ortaya çıkmasına yol açabilir. HUS Sendromu’na bağlı olarak hastalarda alyuvarlar imha olur, böbrek yetmezliği görülür. İnme ve koma görülebilir. Bu durum, bazı hastaların hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanır.

Dışkı Kültürü ile Tespit Ediliyor
EHEC (E.coli 0157:H7) bakterisi belirtileri gösteren kişilerin zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir. Burada yapılacak olan dışkı kültürü ile bakterinin varlığı saptanabilir.

Tedavisi...

Enfeksiyona yakalanmış çoğu kişi ilaç tedavisi olmadan kendiliğinden 5 – 10 gün içinde iyileşir. Tedavi sırasında antibiyotik kullanımının iyileşme üzerinde bir etkisi yoktur, hatta bazı vakalarda HUS Sendromunu tetiklediği ve böbrek yetmezliğine yol açtığı görülmüştür.

Hastada HUS Sendromu görülüyorsa yoğum bakımda tedavi altına alınır. Tedavi için çoğunlukla kan nakli ve diyaliz gerekir. HUS Sendromu’nun hayati tehlike yarattığını unutmamak gerekir. Bu neden HUS Sendromu belirtisi gösteren hastalar derhal bir hastaneye başvurmalı.

Nasıl Korunuruz?

EHEC’in yaptığı hastalıktan korunmak için tüketilen etin mutlaka iyi pişirilmesi gerekir.

Ayrıca çiğ etin hazırlanması aşamasında kullanılan tüm mutfak aletlerinin dezenfekte edilmesi bakterinin yayılmasını engeller. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerini, iyi temizlenmemiş çiğ sebze ve meyveyi yemekten kaçınılmalı. Sık sık elleri yıkamak etkenin insandan insana bulaşmasının önüne geçer.

Temiz Su Tüketin, Temizliğinden Emin Olmadığınız Suya Girmeyin
Ayrıca temiz olmayan suların içilmesi veya içinde yüzülmesi de EHEC’in bulaşma olasılığını arttırır. Bu nedenle temiz su tüketilmeli ve temizliğinden emin olmadığınız sularda yüzülmemelidir. Hastalanmış bebeklerin bezini değiştirdikten sonra eller mutlaka yıkanmalı. Enfeksiyon kapmış kişilerle aynı havuzda yüzmemeli ve birlikte banyo yapılmamalı.

GDOLU ÜRÜNLER GİZLENİYOR


GDO\'LU ÜRÜNLER GİZLENİYOR







GDO’lu ürünler gizleniyor



Genetiğiyle oynanmış gıdaların etiketlerinde ürünün içeriği hakkında herhangi bir bilgiye yer verilmiyor.





Türkiye’de 32 çeşit GDO’lu ürün var. Söz konusu gıdaların etiketlerinde, ‘Genetiğiyle oynanmıştır’ ibaresinin yazılması yasal bir zorunluluk olduğu halde, uyarıyı dikkate alan yok.

Piyasada bulunan genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) neler olduğunun tam olarak bilinmediği, “içeriğinde GDO olan ya da GDO’lu bir üründen üretilmiş” gıdaların etiketinde açıkça yazılması gerektiği, ancak yazılmadığı belirtildi.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi Başkanı Bilge Ölmez, “GDO’lu gıdaların insanlar üzerindeki etkileri henüz bilinmiyor, ancak hayvanlar üzerinde yapılan çok sayıda deneyde iç organların küçülmesi, sindirim sisteminin bozulması, bağışıklık sisteminin çökmesi, kan yapısının bozulması gibi hastalıkların ortaya çıktığı görülmüştür” derken Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, “GDO konusunda ak da kara da ne yazık ki biyoteknolojik şirketlerin müsaade ettiği ölçüde oluyor” diye konuştu.

Ekimi en yaygın olan GDO’lu bitkilerin “soya, mısır, pamuk, kanola, buğday, ayçiçeği, pirinç, domates, patates, papaya, yerfıstığı” gibi ürünlerin olduğunu belirten Ölmez, “muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun ve karpuzun” da denemelerinin yapıldığını bildirdi. Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdaların günlük tüketim maddeleri arasında yer aldığını ifade eden Ölmez, “Örneğin bisküvi, kraker, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar ve pamuk GDO’lu olma riski taşıyan ürünlerin başında geliyor” iddiasında bulundu.

Ölmez, geçen yıl yürürlüğe giren Biyogüvenlik Yasası’na göre hazırlanan yönetmelikte, ürünler binde 9 ve üzerinde izinlendirilmiş GDO’lu bir bileşen içeriyorsa etiketlerinde GDO’lu bileşen içerdiğine dair ibare yazılmak zorunda olunduğunu anımsatarak özetle şunları kaydetti: “Henüz raflarda bununla ilgili ambalaj bilgisine rastlamak mümkün olmadı. Risk, özellikle de ambalajlı ürünlerde olduğu için etiketi tüketici olarak iyi okumamız gerekiyor. Tüketicilerin yapması gereken, şüphelendikleri ürünlerle ilgili ALO 174 Gıda Hattı’nı arayarak, mutlaka Tarım Bakanlığı’nın konu ile ilgilenmesini, kendisine bilgi verilmesini sağlamak olmalıdır. Tüketici dernekleriyle bilgi paylaşımında bulunulması, sürecin yasal zeminde izlenmesi toplumsal farkındalığı arttıracaktır.

‘Mevzuat uygulanmıyor’

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı ve GDO’ya Hayır Platformu’ndan Ahmet Atalık, ülkemizde 32 çeşit GDO’ya hayvan yemi ve insan gıdası olarak tüketilmek üzere izin verildiğini anımsatarak “Marketlerde, halen ‘GDO’ludur ya da GDO içeren üründen elde edilmiştir’ ibaresini göremiyorum. Bakan bu konuda denetimlerin yapıldığını söylüyor. Ancak piyasada hep mi binde 9’un altında ürünler, bu da bana inandırıcı gelmiyor. Bir mevzuat çıkarıldı ve bu uygulanmıyor” dedi.
*Sibel Bahçetepe/Cumhuriyet-03.mayıs.2011



GDO GÜNDEMİ


GDO GÜNDEMİ

Merhaba sevgili dostlar,

GÜNDEM :GDO

Evet değerli sitemiz takipçileri, Türkiyemizin gündemi son zamanlarda
yine GDO(Genetiği Deyiştirilmiş Organizmalar) Ben bu konuyu bir süredir
işlemiyordum,nedeniyse ? duyarsızlığımızdır.

GDO Bulaşıcı hastalıktan farksız olan,bulaşıcı hastalık öldürür,ama GDO ürünleriyse
ömür boyu süründürür.

İnsanların yanı sıra bitkiler, hayvanlar hatta tabiattaki ne kadar canlı varsa hepsine bulaşabilen bir
illettir.

Ve Son günlerde gazetelrde ve görsel basındada izlediğimiz gibi Çikolata v.s. ürünlerinde
firmalar insan salığını bir hiç sayarak ve etiketlerde hiç bir ibare/uyarılar yazmadan
nihai tüketiciye sunmaktadır.

Peki GDO'suz şekerleme varmı? diğe sorabilirsainiz!
GDO'suz çikolata bulamazsınız.
Soya lestini içeren her türlü çikolatai kek bisküvi vb. endüstriyel ürün GDO'lu dur.
Ayrıca Kakaoların tamamına yakını da GDO'ludur. Hemen ter türlü ürüne karıştırılan mısır -nişatası, glikozu, früktozu, unu- içeriyorsa bu da en az yüzde 75-80 itibariyle GDO'lu demektir. Bazı ürünlerde modifiye mısır nişatası yazmaktadır. Bu da o ürünün GDO'Lu olduğunun beyanıdır.

Daha önceki yazılarımdada belirttiğim gibi birçok üründe GDO saptanmıştır ama bence çok geç oldu demekle yetinmeliğim şu saatten sonrada peki GDO'suz ne kaldı? diye sorarsanız,
Doğal ürünleri kullanarak bazı gıdaların tüketilmemesini öneririm;
Mesela çocuklarımıza Şeker,pastalar,çikolatalar,kola,hazır meyve suyu,çiklet,gofretler yedirmek yerine,kuru yemişleri
tüketmeleri önerirlir(Kuru üzüm,Kuru incir,Kuru erik v.s)Şeker yerine Pekmez tüketilmesi
ülkemizde Zeytin ve Zeytinyağı üretimi çok yaygın olup,Zeytinyağı tüketilmesi,Tam buğday unu ile
yapılan ekmek tercih ederek ve teknoloji ile beraber evinizde ekmeği kendinizde yapabilirsiniz hem farklı lezzetler elde edebilirsiniz.
Sağlıklı yaşamanız dileklerimle,
Ayhan
03.09.2011

Biyoçeşitlilik Hayattır, Biyolojik Çeşitlilik Hayatımızdır





2010/05/21





Biyoçeşitlilik Hayattır, Biyolojik Çeşitlilik Hayatımızdır






BM, 2010 Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı İlan Etti Yılını
22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü met Yıl "Biyoçeşitlilik ve Kalkınma" ana temasıyla kutlanıyor. Birleşmiş Milletler, 2010 yılını Uluslararası kamuoyunun dikkatini Dünya üzerindeki Yaşam dengesini oluşturan ekosistemlerin korunmasına çekmek amacıyla; Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı olarak Ilan etti. Ayşe nedenle 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü, 2010 yılında daha da Büyük BİR önem kazandı. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Sekreteryası tarafından yapılan açıklamada insanın biyolojik çeşitliliği Koruma ya da fade etme gücüne Sahip oldugu, ancak "doğaya BİR Sey Olmaz" yaklaşımının Dünya genelinde doğal varlıkların tahribatını arttırdığının alti çizildi.

İnsan, Doğal Varlıkları Yok Ederken Kendi Türünü de Yok Ediyor
Dünyamız hic met kadar tehdit Altında olmamıştı. İnsan kaynaklı oldugu Bilim adamlarınca kanıtlanan küresel ısınma ve beraberinde yaşanmakta olan iklim değişikliği ile erozyon, çölleşme, kuraklık, satıcı, Toprak kaymaları, biyolojik çeşitlilik kayıpları, ormansızlaşma, Tarım alanlarının tahribi, Artan Nufus ve Kontrol edilemeyen Tüketim arzusunun doğal varlıklar üzerinde yarattığı Baskı, kendi türümüzü ve gezegenimizi, YÖK OLMA noktasına hergeçengün daha fazla yaklaştırıyor. Ayşe nedenle insanların basta Gıda Olmak üzere Temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez BİR Yeri olan "gen kaynaklarının temeli biyolojik çeşitliliğin korunmasının Önemi", artik daha fazla biliniyor, önemseniyor.

Dünya'da Tüketilen Bitkisel Kaynaklı Gıdanın% 90'ı,
Sadece 15 Kültür Bitkisi Türünden Sağlanıyor
Türkiye, DÜNYANIN cok az yerinde rastlanır BİR ekosistem çeşitliliğine ve Gıda ile Tarım Click önemli Genetik çeşitliliğe sahiptir. AVRUPA kıtasının tümünde bulunan bitki türlerinin sayisi yaklaşık 12,000 * When, de saptanmış bitki Turu sayisi 9,000 'dir sadece Türkiye'. Bunun yaklaşık% 33'ü yani 3,000 civarındaki kısmı sadece ülkemize Özgü endemik türlerdir. Ayşe rakam AVRUPA Kıtası'nın tümünde 2500'dür. Send istisnai Yüksek endemiklik düzeyi, Türkiye'ye met türlerin, özellikle de DÜNYANIN Büyük bölümünün bağımlı oldugu tahılların türetildiği yabani türlerin korunması, Hair altına girmemesi Tense'lerde fade olmaması konusunda daha da Büyük BİR sorumluluk yüklemektedir derecede . 10 bin yıllık Tarım Tarihinde ekime elverişli hale getirilen 7 bin bitki türünden olmamı sadece 30 kadarı günlük Gıda ihtiyacımız Click kullanılmaktadır. Ayşe ölçek daha da daraltılırsa Dünya'da tüketilen bitkisel kaynaklı gıdanın% 90'ı, sadece

15 bitkisi Kültür (Buğday, Mısır, Pirinç, Patates vb.) Türünden sağlanmaktadır. Ve sadece Buğday, Pirinç ve Mısır Dünya tahıl üretiminin 2 / 3 'Unu oluşturmaktadır. Dünya'da tüketilen hayvansal kaynaklı gıdanın% 90'dan fazlası imkb sadece 9 evcil hayvan (Sığır, Domuz, Koyun, Tavuk vb) türünden gelmektedir.

Yaşamı Mümkün Kılan Biyoçeşitliliktir
unsurudur Dünya üzerindeki türler, insanlığın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasının ana, AMA BU türler insan olmadan da yaşamlarını Devam ettirebilirler. İnsan doğaya verdiği zarar ile iklimin istikrarını bozarak, karmaşık BİR ekolojik Guvenlik ağının iplerini çözmektedir, AMA yaşamı mümkün kılan şeyin biyoçeşitlilik oldugu Göz Ardi edilmektedir.

Orman, Sulak alan, mera, Sulak alan, Bozkır, makilikler vb ekosistemlerin insan tarafından tahrip edilmesi cok Büyük ekolojik ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. 4,5 trilyon ABD doları tutarında ekonomik kayba Yol açmaktadır BM destekli BİR rapora edat ormansızlaşma ve toprağın verimsizleşmesine Yol açan faaliyetler yılda 2 ila. Aynı raporda Koruma altına alınması gereken bölgelere yılda yapılacak 45 milyar ABD doları yatırımın, 5 trilyon ABD doları olarak Geri döneceği belirtilmekte ve oğlu ekonomik krizin sonuçlarına bakıldığında SÖZ ve isim miktarın Yüksek olmadığı ifade edilmektedir. Özetle biyolojik çeşitliliğin korunması Ekoloji kadar Ekonomi Click de faydalıdır.

Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı TEMA, kurulduğu 1992 yılından met Yana basta topraklarımız Olmak üzere, Orman, su ve biyolojik çeşitliliğin korunması Adina mücadele vermektedir. 1998 yılında meralarımızı, 2005 yılında topraklarımızı yasasına kavuşturmuştur, Halen Su Yasası üzerinde çalışmaktadır. Ayşe süreçte biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik "Artvin-Borçka-Camili Köyü Doğal Varlıkları Koruma Amaçlı Kırsal Kalkınma", "Şanlıurfa - Harran - Kuruyer Köyü Çütlük Mezrası Safran Bitkisi Gen Kaynaklarının Korunması ve Tarımının Yaygınlaştırılması", "Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma" ve Bodrum Türkbükü Biyolojik Çeşitliliği Koruma ve Bitkilendirme Projesi ve İzmir Çeşme Sakız projeleri Hayata geçirilmiştir.

Yaşamın kaynağı olan Toprak, su ve hava ekosistemler tarafından temizlenmekte, iklim ekosistemler tarafından dengede tutulmakta, toprağın verimliliği ve polenleme yine ekosistemler sayesinde Spor Şube Müdürlüğü Sürekli kılınmaktadır. TEMA Vakfı olarak, "Biyoçeşitlilik Hayattır, Biyolojik Çeşitlilik Hayatımızdır" ile kutlanmakta sloganı olan 2010 Yılı Uluslararası Biyoçeşitlilik Yılı'nın bize met hazineyi koruyup gelecek nesillere aktarmayı başaramazsak kendi sonumuzu hazırlamaya Devam edeceğimizi BİR kez daha hatırlatmak istiyoruz.


Tema vakfı



Saygılarımızla;

TEMA VAKFI İÇİN TIKLA 

Musan Gıda








MÜSAN GIDA






*SON GÜNLERDE PUL BİBERDE VURGUN VE HİLE
GAZETELER VE GÖRSEL BASIN BU HABERİ
İLK HABERDE VEYA SON DAKİKA HABERİNDE İZLEDİK.

MESLEKTE TÜM BAHARATLARI KULLANMAKTAYIZ ANCAK
HANGİ ŞARTLARDA İMAL EDİLDİĞİ,
KULLANIM AŞAMASINA GELİNCEYE KADARKİ ÜRETİM
DETAYLARINI AŞAĞIDA BİLGİLERİNİ SUNDUĞUM
"MÜSAN GIDA A.Ş." FİRMASININ İSO STANDARTLARINDA
VE TEKNOLOJİK ÜRETİM YAPMASI İLE GIDA SEKTORUNDEKİ
ÖNEMİNİ RESİMLERLE ÜRETİM YERİNDEN İZLEYELİM.



*SAĞLIKLI GIDA PLATFORM üyelerimizden olan
MÜSAN GIDA firması yöneticisi ile kısaca:

""NE YEDİYİNİZİ BİLİN"" Sloganı ile yanınızda

**MÜSAN GIDA A.Ş.işletme sorumlusu,
Sn.Emre BİÇKES'ten MÜSAN gıda A.Ş. firması analizi.

*Biz Müsan Makina olarak gıda ile 1996 da ilgilenmeye başladık.
*Firmamız bir arge firması.Değişik fabrika kurulumları,tesisler projelendiriyor ve imalatını yapıyor.
*1996 da kırmızı pul biberdeki aflatoksin ve kodekse uygun üretim konusundaki sıkıntıları aşmak için tübitak,üniversite ortak çalışmasıyla ,daha sonra c.başkanından ödül de alacak bir tesis kurduk.

(KIRMIZI BİBER SEÇİM VE TASNİFİ)
*14 yıldır sağlıklı üretimden taviz vermeden,piyasa sartlarını da zorlayarak üretimizi devam ettirmeye çalışıyoruz.

(BİBER VEYA TÜM BAHARATLARIN KURUTULDUĞU"FIRINLAR")
*Geçen bunca seneye rağmen piyasadaki haksız rekabet örnekleri halen devam ediyor,tüm gıda piyasasında olduğu gibi aslında.

(ÖĞÜTME SİSTEMİ)
*Amacımız,baharat sektöründe sürekliliği olan,kaliteli,doğal ve aroma özelliklerini max derecede muhafaza eden,katkısız,sağlıklı pul biber ve baharat üretimi...
*Bu yolda devam edeceğiz.

VE MARKALARIMIZDAN BİRİ,

DETAYLAR İÇİN İRTİBAT :

Müsan Gıda A.Ş.
İstanbul Bölge Müdürü
EMRE BİÇKES
Mail : ebickes@musan.com.tr
Telefon :0530 9306786

*************************
SİPARİŞ VE KALİTE İÇİN TIKLAYINIZ



MÜSAN GIDA






DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIMIZ,
SAĞLIKLI GIDA PLATFORMU ÜYELERİMİZDEN
"MÜSAN GIDA" YÖNETİCİSİ Sayın.EMRE BİÇKES 
Bugun Görsel basında sond akika haberleri ile önem arzeden
konuyu sizlerle paylaşıyor,ve gerekli hassasiyeti mutfaklarımızdada
göstereceginizi umuyorum.
Saygılarımla,
Ayhan usta


**Saygıdeğer Sağlıklı Gıda Platformu Üyeleri... 

*Halkımızın sağlıklı gıda tüketimi yapabilesi,ancak sağlıklı gıda hammaddesi kullanımı ile mümkündür. 
Burada öncelikle sorulması gereken trajik soru ; bu imha edilen ürünler hangi hijyenik mutfak vefabrikalarda üretilen gıda maddelerinde kullanılacaktı acaba??? 
Gıda üretimlerimizde kullandığımız girdilerde dikkatli ve seçici olmak hepimize düşen bir sorumluluk olsa gerek... 
Sağlıklı Gıda Üretiminde hepbirlikte ve elele olmak dileğiyle. 
Saygılarımla 
Emre Biçkes 
Müsan Gıda 
"ne yediğinizi bilin..." 
ebickes@musan.com.tr 


**11.03.2010 Milliyet Gazetesi haberi
Binlerce kişiyi öldürecek düzeyde pul biber ele geçirildi
Gaziantep’te insanı öldürecek düzeyde "aflatoksin" içerdiği belirtilen 5 ton bozuk kırmızı pul biber ele geçirildi.


*Hasan Özkal / Anadolu Ajansı


**Gaziantep İl Tarım Müdürlüğü Gıda Kontrol Şube Müdürlüğü ekipleri, bir ihbar üzerine İslahiye Küçük Sanayi Sitesi’ndeki bir biber imalathanesinde denetim yaptı. İmalathanede küflenmiş kırımızı pul biber ile bu biberlere karıştırılmak üzere değirmende öğütülmüş halde biber tohumu ve sapı bulundu. Bir bidon içerisinde ele geçirilen 5 kilo kimyasal boyanın ise bozuk kırmızı biberin renklendirilmesinde kullanıldığı belirlendi.

*Laboratuvar analizinde, "bir insanı öldürebilecek miktarda yüksek aflatoksin maddesi içerdiği tespit edilen" pul biberin, ekipler tarafından imha edileceği kaydedildi.

*İş yeri sahibi hakkında, "halkın genel sağlığını tehlikeye düşürdüğü, üretim izni olmayan sağlıksız gıda üretimi yaptığı" gerekçesiyle idari ve adli soruşturma başlatıldı.

*Gaziantep İl Tarım Müdürü İbrahim Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın sağlığı ile oynamaya hiç kimsenin hakkının bulunmadığını, gıda üretimi yapan bir iş yeri sahibinin insanı öldürücü miktarda içerisinde yüksek aflatoksin tespit edilen 5 ton biberi piyasaya sürmeye çalışmasına şaşırdığını söyledi.

*Küflü biberin içerisine biber tohumu ve sapı konulmasının ardından, kırmızı renk görünümüne kavuşması için de sağlıksız boya konularak piyasaya sürülmeye çalışıldığı bir sırada iş yerine operasyon düzenlediklerini belirten Yılmaz, "Eğer bu biberleri ele geçirmemiş olsaydık, bu sağlıksız biberleri tüketen insanlarımızın sağlığı bozulacak, ölümler meydana gelebilecekti.

*Vatandaşlara şu çağrıda bulunmak istiyorum, açıkta satılan, üretim izni olmayan pul biberleri satın almasınlar. Ambalajlı, üretim izni olan, son kullanma tarihi geçmemiş ürünleri tercih edilmeli" dedi.

*Yılmaz, gıda üretimi yapan iş yerlerini denetlemeye devam ettiklerini, vatandaşların, sağlıksız ürün satan iş yerlerini kendilerine ihbar etmelerini, sağlıksız gıda üretimi veya satışı yapan iş yerlerine 5 bin ile 150 bin lira arasında ağır para cezası verildiğini bildirdi.
*********************************

DENETİMSİZ,ÜRETİCİSİ BELİRTİLMEYEN,ETİKETSİZ
KISACASI KİMLİĞİ BELİRTİLMEYEN HİÇBİR GIDAYI
KULLANMAYALIM.
AYHAN

https://ayhanmansuroglu.blogspot.com/search/label/YARI%C5%9EMA%20G%C3%96RSELLER%C4%B0?m=1

8.9 ve 10.MUTFAK GÜNLERİ RESİMLER VE DİPNOT

  Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Sn.Yalçın MANAV 'dan Ödüllerimi alırken. Sevgili  Ziyaretçi; BU BAŞARILAR SADECE ...