19.1.24

LOKMACI BABA TÜM OKULLARDA

 




LOKMACI BABA KITAPLARI ÜNİVERSİTELERE GÖNDERİLDİ 




🟩 ÜNİVERSİTE VE LİSELERE LOKMACI BABA KİTABI GÖNDERİLDİ







Dünya Türk Mutfağı Miras Listesi’nde yer almakta olan değerli Sanatçı Sayın Niyazi Dumlu’nun yazmış olduğu “Lokmacı Baba” kitabı, Türkiye’de Aşçılık ve Mutfak Sanatları alanında eğitim veren 17 farklı eğitim-öğretim kurumuna gönderilmiştir. Ayrıntılar için: 

🔎 https://www.turkascihaberleri.com/HaberDetay/99892/Universite-ve-Liselere-Lokmaci-Baba-Kitabi-Gonderildi.html


🔎 https://tmdh.net/haberler/item/678-uni-versi-te-ve-li-selere-lokmaci-baba-ki-tabi.html


Not: Sayın Tolgahan Gülyiyen, kitapların gönderildiği tüm eğitim kurumlarının sosyal medya hesaplarını X hesabından konuyla ilgili yaptığı paylaşımın bilgi bölümüne etiketlemiştir.


📌 https://x.com/TGulyiyen/status/1748110040169320721?s=20

📌 https://x.com/Turk_Culinary/status/1748098850953293829?s=20


#lokmacıbaba #masterchef #mastercheftürkiye #Masterchefallstar #niyazidumlu #Türkmutfağı 

@lokma_baba_1954 @World_TCAcademy @TGulyiyen #chefstalk

TEŞEKKÜRLER;   
TMDH-TÜRK MUTFAĞI HAREKETİ 



TEŞEKKÜRLER;            TOLGAHAN GÜLYİYEN 









BU ARADA KISACIK GÖRÜŞÜMÜ YAZMAK AŞÇI OLARAK BELIRTMEK ISTERIM.NE KADAR DUYGULANDIGIMI KELIMELERLE ANLATMAK KOLAY DEĞIL,

SEVGI VE SAYGILARIMLA NİYAZİ USTAMIZA UZUN YAŞAM DILIYORUM.

Niyazi Dumlu (Lokmacı Baba)
Eserin gönderilmiş olduğu eğitim kurumları alfebetik sıraya göre şöyledir: 
 
• Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Gastronomi ve Mutfak Sanatları
• Adnan Menderes Üniversitesi Didim Meslek Yüksekokulu
• Afyon Kocatepe Üniversitesi - Gastronomi ve Mutfak Sanatları
• Akdeniz Üniversitesi
• Atatürk Üniversitesi – Gastronomi ve Mutfak Sanatları
• Aydın Üniversitesi / Gastronomi Bölümü
• Bolu/Mengen - Opet Mengen Pazarköy Cezmi Bilgin Aşçılık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
• Eresin Otelcilik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
• Gaziantep Üniversitesi
• Gelişim Üniversitesi
• Hacı Bektaş Veli Üniversitesi
• Istanbul Medeniyet Üniversitesi
• Kapadokya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları
• Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
• Türsab Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
• Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi – Gastronomi ve Mutfak Sanatları
• 18 Mart Üniversitesi



KİTAPLARIN GÖNDERİLDİĞİ ÜNİVERSİTELER

10.1.24

VANİLYA

 

LOKMACI BABA
LOKMANIN KITABINI YAZAN KIYMETLİ 
USTAMIZ SN NİYAZİ DUMLU












Görsel, Taze Vanilya fasulyeyidir...
Kuruyuncada genelde Vanilya Çubuğu adlandırılıyor..

VANİLYA

 

          


Vanilya hoş bir kokuya sahip bitkidir. Krem ve losyonların içinde sıklıkla kullanılan bir bitki olan vanilya özellikle hoş koku yaymasından dolayı kozmetik sektöründe de sık sık kullanılmaktadır. Parfümlerin çoğunda kullanılan bu vanilya bitkisinin faydaları nelerdir?


GIDA SEKTÖRÜMÜZDE TATLILAR VE PASTALAR

KOKU VE LEZZETİ İLE  COK KULLANILAN BIR KATMANDIR,ANCAK COK KULLANILAN DERKEN

VANİLYA NIN ÖZÜ ESER MİKTARDA YANİ GAYET AZ KULLANILMALIDIR,AKSİ TAKDİRDE ACIMTIRAK BIR LEZZET VERİR..



O AÇIDAN PIYASADA SATILAN POŞET VANİLYALAR YAKLAŞIK %80 ŞEKER BAZLI OLDUKLARINDAN "Şekerli vanilin/veya vanilya"
ADLANDIRILMAKTADIR.

PİYASADA SAF OLARAK TENEKE KUTU AMBALAJLARDA SATILMAKTADIR.



  • Araştırmalar sonucunda vanilyanın kolesterolü düşürdüğü açıklanmıştır.
  • Antibakteriyeldir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Vücut üzerindeki stresi azaltmaya yardım eder.
  • Yaralardan ve hastalıklardan kurtulmayı hızlandırır.
  • Saç için birçok sorunun çaresidir. Kırılmış saçlar ve saç dökülmesi sorunu olanlar için çok faydalıdır. Vanilya kafa derisine kan akışını hızlandırdığı için saçların gürleşmesini ve büyümesini sağlar.
  • Öksürük, soğuk algınlığı ve solunum yolu hastalıkları ile savaşır.
  • Boğazdaki iltihabı ve tahrişi azaltmaya yardım eder.Serbest radikaller yüzünden ortaya çıkan cilt rahatsızlıklarını engeller.
  • Cinsel gücü artırıcı bir özelliği vardır.



YUMURTANIN GİRDİĞİ PASTALAR,KEKLER,TART VE BENZER ÜRÜNLERE YUMURTANIN KOKUSU AÇISINDAN VANİLYA VERMEKTEYİZ..




Vanilya  Zararları

Aslında vanilyanın herhangi bir zararı yoktur. Ancak kokuya karşı hassas olan kişilerde fazla kullanımı o kişiye zarar verebilir. Zaten her şeyin fazlası zarar olduğu için vanilin de fazla kullanılmamalıdır. Vanilya, mide bulantısını önlemek amacıyla kullanılan bir üründür ancak aşırı kullanımında ters bir etki ederek kişiyi kusturabilir. Böyle durumlarda vanilya yağı kullanılmalı ve vücut rahatlatılmalıdır. Vanilyanın fazla kullanımından hariç bir de alerjik kişinin kullanmasından dolayı ortaya çıkan zararları vardır. Alerjisi olan kimse bu bitkiyi hiçbir şekilde kullanmamalıdır.


BU BLOGDA ETİKETLERİ KULLANARAK YAYINLARI VE YAZILARI GÖREBİLİRSİNİZ..

TARİHTE İLK DOĞUMGÜNÜ PASTASI:







6.1.24

GLUTENSİZ SEBZE ÇORBASI

 




 


 

     


250 GRAM BAL KABAĞI 

1 ADET KURU SOĞAN      

         2 DİŞ SARIMSAK  

          2 ADET HAVUÇ 

          1 ADET TATLI PATATES 

           4 ADET YAPRAKLI PAZI

           1 ADET KUCUK KEREVİZ YAPRAKLI 

           1 ADET PATATES

           3 BARDAK ET VEYA TAVUK SUYU

          2 ÇİÇEK BROKOLİ 🥦 

          2  KAŞIK ZEYTINYAĞI

***ASAGIDAKI LOGO SATIN ALINAN MARKET GIDA URUNLETIBDE BULUNMASI GEREKEN UYARI ETİKETİDİR.

RESİM ALINTIDIR








Tüm malzemeleri yıkayıp ince doğrayınız,Bir tencerede yağı akebinden soğan ve Dövülmüş sarımsakları pembeleşinceye kada yakmadan kavuruyoruz.

Diğer sebzelerde suyu çekilene kadar kavurup et suyunu ilave ediyoruz. Sebzeler pişene kadar kaynatiyoruz.

Tüm sebzeler piştikten sonra isteğinize bağlı olarak 1 yemek kaşığı (SOYA UNU,KARA BUGDAY UNU,MISIR UNU,KESTANE UNU) Sadece birinden bir kaşık unu 1 su bardağı suda veya gluten icermeye süt ile seyrelterek kaynayan sebzelere ilave ederek kaynaditan sonra servise hazırdır.

Ben tarife tuz ve karabiber yazmadım,size verilen diyete göre kullanılabilir.

TERCİHEN SEBZELERI DOĞRAMAK TANE TANE OLMASI İDEALDİR  ANCAK,DİLERSENİZ ALTERNATİF OLARAK PİŞTİKTEN SONRA BLENDERDEN GEÇİRİLEN SEBZELER ÇORBAYI KOYULAŞTIRDIĞINDAN UN VERMEYE BİLİRSİNİZ.

AFİYETLER OLSUN 

AYHAN MANSUROGLU 


NOT;

Glutensiz beslenme sağlıklı beslenme anlamına gelmeyip, kronik bir hastalık olan Çölyak'ın tedavisi için gereken bir zorunluluktur.

Glütensiz yaşam sadece bir diyet tercihi değil, aynı zamanda çölyak hastalığına sahip olanların sağlığı için zorunlu bir durumdur. Sağlıklı ve lezzetli glütensiz alternatiflerle, bu yaşam tarzını benimseyen bireyler sağlıklarını koruyabilir ve günlük yaşantılarını kolaylaştırabilirler.

BELTUR GLUTENSİZ SATIŞ KARAVANLARI
İSTANBULDA YAYGIN N9KTAKARA KURULUYOR


 



BİLGİ:İBB İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDİYESİ ÜRETİMİ;














YER ELMASI TARİFİ BU BLOGDA AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYINIZ 

   


       YER ELMASI

Yer elması tarifi için TIKLAYINIZ 

https://draft.blogger.com/blog/post/edit/5401110506414945700/5096940879636136922


24.11.23

TURŞU KURALIM

 


  






TURŞU KURALIM




Bu günüde turşu ile ilgilendik. 🌺


👉İçindekiler. 👈


1-Kişniş (küflenmesini önlemek ve aroma için kullandık.) 

2-Beyaz lahana









3-Havuç

4-Kornişon









5-Süs biberi

6-Sarımsak









7-Az miktarda maydanoz aroma için. 

8-Saf sirke







Giyim sponsorum. Teşekkürler 

9-Su

10-Tuz

11-Çok çok az miktarda limon tozu 

12-Az miktarda toz şeker. 

13-Kırmızı pancar

DEĞERLİ SAYFA TAKİPÇİLERİM ORANTILARINIZI  TAM TARİFİNİ YAZMADIM
DAMAK ZEVKINIZE GORE SİZ ORANTILARI
KONTTOL EDEREK YAPA BILIRSINIZ..

DEĞERLİ SAYFA ARKADAŞIM SAYIN NEVZAT KAYA,GÜBRE VE İLAÇSIZ GDO'SUZ YERLİ TOHUMLAR İLE BİTKİLER ÜRETEREK HAYATIMIZA DEĞERLER KATMAKTADIR.INSAN SAĞLIĞINA ÖNEM VEREN SEBZE/MEYVE ÜRÜNLERİ İLE ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ SAĞLIĞIMIZ ICIN AŞAĞIDA VERECEGIM LİNKTEN BİLGİ ALINIR VE ULAŞILABİLİR . BU ARADA TOHUM PAYLAŞIMLARINI ÜCRETLİ VEYA ÜCRETSİZ TALEPTE YARDIMCI OLMAKTADIR.
TELEFON:+90542 2892142

📸 Facebook'ta bu gönderiye bak


https://www.facebook.com/nevzatkaya21?mibextid=MUfG1I

TEŞEKKÜRLER SAYIN. Nevzat KAYA


GÜZEL BİR KABAK TATLIM LİNKTE










19.10.23

EKMEK TARİHİ

 





Bu bilgiyi görmemezlikten  gelemezdim.

================

Teşekkürler ,,

Bilhan Akkaya 

EKMEK TARİHİ 

Hazırlayan: Bilhan Akkaya 

Ekmeğin tarihi kuşkusuz yabani buğday ve arpanın tarihi ile başlar. Buğday günümüzde dünya nüfusunun yüzde 35’nin geçim kaynağıdır. Kenneth F.Kıple’nin Gezgin Şöleni Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmış olan Gezgin Şöleni kitabında buğdayın kökeninin yabani ataları kızıl buğday

ve gemik olduğundan söz ediyor ve insanlarca ilk kez güneybatı Asya’da kullanıldığını söylüyor. Burada yabani tahıl hasat eden Natufi yani Neolitik dönem öncesi yiyecek arayıcılarına ait alanlarda, ocaklar, öğütme taşları ve hatta yiyecek depolama çukurları olduğunu sözlerine ekliyor.

Günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl öncesine doğru bir yolculuğa çıktığımızda Prehistorik/ tarih öncesi çağlara ulaşırız. Bu çağların sınıflandırılmasında Taş Devri adını verdiğimiz dönem 2.5 milyon yıl öncesinden, M.Ö. 5500 yılına kadar sürer. Taş Devri, Eski Taş Çağı genel adı ile anılan

Yontma Taş devri diye isimlendirilmiş Paleolitik Çağ’dır. İşte bu dönem 2.5 milyon yıl öncesinden M.Ö.12000 yıl öncesine kadar uzanır. İnsanoğlu bu uzun süreçte doğanın güç koşulları içinde gelişimini sürdürürken önce etobur bir yaşam sürdü. Yabani hayvan avcılığından sağladığı besinler temel besin kaynaklarıydı. Avcılık konusunda çaresiz kaldığı dönemlerde ise besin kaynakları meyveler ve bitki kökleri oldu. Paleolitik çağın son dönemlerinde, dünya iklimi yumuşamaya baladı.

Buzullar eridi. Yine avcılık devam ediyor, balıkçılıkla da çeşitleniyordu. Bu iklim koşullarının iyileşmesi bazı bölgelerde yabani buğday ve arpa oluşumu için ortam

yaratmıştı. Afrika’nın doğusu, Yukarı Mezopotamya, İran ve Batı Asya ‘da böyle bir ılıman koşul vardı.

Havanın ılıman bir hal alması ile birlikte temel besin olan

av hayvanlarının yakalanıp, pişirilip yenmesi ve sonra yine aynı çarkın dönmesi sıkıntılar yaratmaya başladı. Bu da beraberinde hayvan yetiştiriciliğinin ilk adımlarının atılmasını getirdi. Artık o dönemlerde hayvanlar yakalanmaya, çitlerle çevrili bölgelerde tutulmaya başladı. Bu süreçte hayvanları çiftleşmesi ve yavrulaması yeni et stoklarının doğmasını getirdi. Böylece çoban toplulukları adı verilen gruplar doğdu. Süreç böyle devam ederken hayvancılık beraberinde M.Ö. 9000-5500 yıllarını kapsayan Neolitik Çağ adını da verdiğimiz Cilalı Taş Devri, tarımın ilk adımlarının atıldığı dönemi kapsar. Yabani buğday M.Ö. 9000 yılları öncesinde küçük kızıl buğday ve gemik(bir çeşit buğday), bir biçimde ehlileşirken, Şeria vadisinde Ceriko’da ve Şam’ın hemen güneydoğusuna düşen Tell Esved’de ekilip biçilmeye başlandı. Bu beraberinde tarım ekonomisinin doğmasının temelini oluşturdu. Ve buğday birkaç kuşak içinde ehlileşti. Bu süreçte tek bir avcı toplayıcının geçimi için 2000 dönümlük tarlaya gerek vardı. Halbuki günümüzde böyle bir alandan 5000 kişinin ihtiyacı karşılanabiliyor.

Artun Ünsal, Nimet Geldi Ekine kitabında özellikle Anadolu’da Diyarbakır Çayırönü(M.Ö.7000),

Konya Çatalhöyük (M.Ö. 6800-5700), Burdur Hacılar (M.Ö. 6750-6500) kazılarında ortaya çıkan

kömürleşmiş buğday taneleri, hayvan boynuzuna çakmak taşı kaktırılmış oraklar, öğütme taşları ve

hububat saklama çukurlarına dikkat çeker.





ÜLKEMİZDE EKMEKLER COK ISRAF EDILİYOR. 



LUTFEN DIKKAT;Son elli yılda sentetik gıda boyalarının kullanımı %500 arttı. Bununla birlikte gıdaların besleyici değeri azaldı. Gıdada çeşitlilik artmış gibi gözükse de o rengarenk paketlerin içini renklendiriciler süslüyor ve bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor, çocuklarda hiperaktivite gibi davranış bozukluklarına, öğrenme güçlüğüne sebebiyet verebiliyor. Hatta bazı renklendiriciler için etikette ilave bilgi bulunması zorunlu: “Çocukların aktivite ve dikkatleri üzerinde olumsuz etki bulunabilir.

” Bu renklendiriciler etikette karşımıza E 100 ile E 180 numaraları aralığında çıkıyorlar.

Bu maddeler gıda sanayisinde meyve suları başta olmak üzere kola, bira gibi içeceklerde, atıştırmalık ve şekerli  gıdalarda,  kek,  bisküvi, gofret,  çikolatalı  pasta  gibi  fırın  ürünlerinde, dondurma, peynir, margarin gibi  süt ürünlerinde, krema tozları, çorbalar, soslar gibi  toz karışımlarında sıklıkla kullanılıyor. 
Bazen karşımıza kod ile değil de yalnızca isimleriyle çıkabiliyor. Bunlardan en tehlikelileri patent blue V (E 131), tartrazin (E 102 veya E 102a), allura red (E129), brillant blue (E133), sunset yellow (E 110), eritrosin (E 127), ponzo 4R (E 124), karmin, karminik asit ve korşinal (E120)’dir.





30.9.23

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GAZHANE MÜZESİ

 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GAZHANE MÜZESİ 









Afife Batur kütüphanesi  



DEĞERLİ SİTE TAKİPÇİSİ KONU BENIM YETKİM ALANI DIŞINDADIR,MAALESEF YILLARDIR IKLIM DEĞİŞİKLİĞİNİ HALK OLARAK ÖNEMİNİ KAVRAYAMADIK.BUGUN İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDİYESİ ÖNCÜLÜĞÜNDE "KADIKOY/HASAN PAŞA GAZHANE VE MÜZESİNDEKİ" İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNU MUZENIN BIR BÖLÜMÜNE GÖRSELLER/TELEVİZYON VE UZMANLAR YARDIMIYLA BİLGİ VE  YAYINLARINI HALKA ÖĞRENİM AMACIYLA SUNUMLARI VERMEYE ÇALIŞACAĞIM.




Günümüzün önemli gündem maddesi iklim değişikliği, insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazları sebebiyle hızla artış gösteriyor. Fosil yakıtların tüketilmesi, arazi kullanımında yapılan değişiklikler, ormansızlaşma ve sanayi faaliyetleri, sera etkisini artırıyor. Dünyanın ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artış ve iklim değişikliğinin sonuçları, önlemler alınarak düzeltilebilir.


İklim değişikliği sonucunda, birçok ülkede sıcak dalgalarına bağlı olarak meydana gelen can kayıpları ve hastane başvurularında artış görüldü. Öngörülmeyen hava olaylarının sıklığı ve şiddetinde artışlar görülmeye başladı. Gelecekte şiddetli hava olaylarının oluşum sıklığının artarak devam edeceği öngörülüyor. Artan sıcaklık seviyeleri, polen mevsiminin uzamasına ve astım benzeri alerjik hastalıkların artmasına da neden olmakta. Küresel iklim değişiminin bitki ve hayvanlar üzerindeki etkileri tüm ekosisteme zarar verebilir. Dolaylı etkilerin neden olduğu sorunları şu şekilde listeleyebiliriz.


 

·Virüs kaynaklı hastalıklarda artış görülmesi

·Su ve gıda kaynaklarının azalması

·Ormansızlaşma ve çölleşme

·Buzulların erimesi

·Deniz suyunun ısıl genleşmesi

·Su kaynaklarında tuzlanma

·Su ve gıda ile bulaşan hastalıklarda artış 


İklim Değişikliği Nedir?
 
İklim değişikliğini kısaca; ısıyı tutan sera gazlarının atmosferde artması ile ortalama sıcaklıkların yükselmesi ve sonucunda iklimin, beklenmeyen değişimlere uğraması şeklinde açıklayabiliriz. Salınan sera gazları, doğaya verilen zararlar ve ormansızlaşma gibi etkenler birleşerek, tüm canlı yaşamını olumsuz etkileyen küresel iklim değişikliğine neden olur. . İklim değişikliği genel olarak kontrolsüz ve aşırı insan faaliyetleri sonucunda oluşur. İklim değişikliği, etkisini sadece sıcaklık artışları ile göstermiyor. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığında ve etkisinde de artış görünüyor. Okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme ve okyanus sularında asit oranı artışı, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insanlar da ciddi risk altındadır.


GÖRSEL ÇEKİMLERİ BEN YAPTIM,ANCAK BAZI GRAFİKLER NET GÖSTEREMEDİM BENDEN KAYNAKLANAN HATA SONUCU..

AŞAĞIDAKİ RESİMLER TARIHI GAZHANE'YE AİTTİR...

Anadolu yakasının ikinci, İstanbul’un ise son gazhanesi olarak 1892 yılında hizmet vermeye başlayan Hasanpaşa Gazhanesi, tam 101 yıl boyunca şehrin aydınlatma ve yakıt ihtiyacını karşıladı. Zamanla teknolojisi eskidi, faaliyetinin çevre ve insan sağlığı için sakıncalı olduğu düşünüldü. 1993 yılında şehrin diğer gazhaneleriyle birlikte üretimine son verildi. 

130 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en önemli endüstriyel miraslarından olan tarihi yapı, bir dönem İETT garajı olarak kullanıldıktan sonra kendi haline terk edilmişken yıllarca süren kamusal bir mücadeleyle kurtarılarak kapsamlı bir restorasyon sürecine alındı. Yeni dönemde kültür – sanat odaklı bir “yaşam alanı” konseptiyle İstanbul’a kazandırılan Müze Gazhane, 9 Temmuz 2021 tarihinde İstanbullulara kapılarını açtı. 

7’den 70’e tüm kent sakinlerini kucaklayan Müze Gazhane, yerel mirasından ve kamusal yapısından aldığı gücü, evrensel bir vizyonla birleştirerek İstanbul için ilham verici bir yaşam durağına dönüşmeyi amaçlıyor.



                    Bilgi alttaki resim içindir

Bilgi alttaki resim içindir


Bilgi alttaki resim içindir.


Anadolu yakasının aydınlatma ihtiyacı, öncelikli olarak Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan Beylerbeyi Sarayı’nın “modern ölçülerde” aydınlatılabilmesi için kurulan Kuzguncuk Gazhanesi ile karşılandı. 1865 yılında inşa edilen bu gazhane, zamanla çevreye hizmette yetersiz kalınca bölgede ortaya çıkan gaz talebini karşılamak üzere Kadıköy Kurbağalıdere’de, bugünkü̈ Hasanpaşa Gazhanesi’nin yapılması kararlaştırıldı.

Anadolu yakasının ikinci, İstanbul’un ise son gazhanesi olarak 1891’de kapılarını açan Hasanpaşa Gazhanesi’nin imtiyaz hakkı, aynı yıl taraflar arasında imzalanan bir anlaşmayla 50 yıl için Parisli sanayici Charles George’a verildi. Bu anlaşmaya göre Kadıköy ve Üsküdar ile Anadolu sahilinden Sekizinci Daire-i Belediye (Beykoz) hududuna kadar olan bölgenin aydınlatma ve ısıtma ihtiyacı, maden kömüründen elde edilen gazla sağlanacaktı.

1892 yılında fiilen hizmete giren Hasanpaşa Gazhanesi, 6 Ocak 1892 tarihinde kurulan Üsküdar-Kadıköy Gaz Şirket-i Tenviriyesi adıyla faaliyetlerine devam etti. I. Dünya Savaşı’na kadar düzenli olarak çalışan, savaşın devamında ve bitiminde ise faaliyetleri kesintiye uğrayan Gazhane, 1 Ocak 1938 tarihli ve 3480 sayılı yasayla, “gaz üretimi imtiyazcı sıfatıyla” hizmet veren Fransız şirketinden devletleştirme yoluyla alınarak Bayındırlık Bakanlığı Elektrik İşleri Dairesi’ne bırakıldı.

1939 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen Gazhane, 1 Temmuz 1945 tarihinde ise İstanbul Belediyesi Elektrik Tramvay Tünel İdaresi (İETT) Genel Müdürlüğü’ne geçti. Uzunca bir süre İETT garajı olarak hizmet veren tarihi yapının üretimine, İstanbul’daki diğer tüm gazhanelerle birlikte 13 Haziran 1993 tarihinde son verildi.

Yağma ve kötü kullanımla yok olmak üzereyken Gazhane Çevre Gönüllüleri girişimleriyle başlayan kamusal bir mücadeleyle yeni bir başlangıca adım atan Hasanpaşa Gazhanesi 1994 yılında sit alanı ilan edilerek Prof. Dr. Afife Batur önderliğinde İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim görevlileri tarafından projelendirildi.  

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Hasanpaşa Gazhanesi’nde 2014 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları, 2021 yılında tamamlandı. Osmanlı endüstri mirasının en önemli örneklerinden olan Gazhane, kapsamlı restorasyon sürecinin ardından 9 Temmuz 2021 tarihinde hem kentin kültür-sanat hayatında yeni bir çekim merkezi hem de İstanbullulara nefes aldıran bir buluşma durağı olarak “Müze Gazhane” adıyla kapılarını açtı.





GAZHANE I.B.B. TARAFINDAN YENİDEN DÜZENLENEREK KÜLTÜR AMAÇLI:

İSTANBUL KİTAPÇISI (I.BB.)
SERGİLER 
FOTOĞRAF YARIŞMALARI
Beltur IBB CAFE
KÜTÜPHANE 
KARİKATÜR SERGİSİ 
YAZARLAR 
DEĞİŞİM İÇİNDEKİ SERGILER VEDAHA FAZLASI LİNKTEN İNCELEYEBİLİRSİNİZ..

LİNKE TIKLAYINIZ::

https://muzegazhane.istanbul/






18.9.23

SU KORUMAK VE TASARRUF

 

Sevgili takipçilerimiz, ülkemiz ve Dünya SU SIKINTILARININ olabileceğini ısrarla vurgulamaktadır.

TEMA VAKFI konuya çok duyarlı, bilgilendirici faaliyetlerinde sizinde bilgilenmeniz ve linkten bilgi sahibi olmanızı dilerim. https://sutema.org/suyu-korumak















Plansız kentleşme, sanayileşme, nüfus artışı ve tüketim alışkanlıkları nedeniyle önümüzdeki yıllar içinde su yoksunluğunun en önemli sorunlardan biri olacağı öngörülmektedir. Su varlıklarının yaşamın temelini oluşturduğunun farkında mıyız? Suyu hayatın her alanında korumak ve kullanım dengesini sağlamak artık hepimiz için hayati önem taşıyor. Bunun için her yurttaşın bilimsel bilgiye kolaylıkla erişerek günlük su kullanım alışkanlıklarını ve su okuryazarlığını geliştirmesi gerekiyor. 


 



Yaşamın kaynağı olan suya karşı sorumluyuz. Onu korumanın tam zamanı.


 



TEMA Vakfı tarafından hazırlanan Su TEMA web sitesi; suyun yaşamsal öneminin altını çizerek su varlıklarına, su ekosistemlerine ve su sorunlarına dair farkındalık sağlarken suyun sürdürülebilir yönetimi hakkında da yol göstermeyi amaçlayan bir web sitesidir. Su TEMA web sitesi içerisinde çocuklar ve öğretmenler için hazırlanan eğitim içerikleri de yer alıyor.


 



Suya ve su varlıklarına dair merak ettiğiniz bilgilere kolaylıkla ulaşmanız ve bu bilgileri yaşam için kullanmanız ve çoğaltmanız dileğiyle.


 



Çalışmaya destek veren Doç. Dr. Mehmet Özalp’e teşekkürlerimizi sunarız.



 



TEMA Vakfı

DAHA DETAYLI BİLGİLERE ULAŞINIZ..

https://sutema.org/










https://ayhanmansuroglu.blogspot.com/search/label/YARI%C5%9EMA%20G%C3%96RSELLER%C4%B0?m=1

8.9 ve 10.MUTFAK GÜNLERİ RESİMLER VE DİPNOT

  Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Sn.Yalçın MANAV 'dan Ödüllerimi alırken. Sevgili  Ziyaretçi; BU BAŞARILAR SADECE ...