14.4.12

RAFLARDAKİ TEHLİKE

R A F L A R D A K İ T E H L İ K E
------------------------------------- 
Genetiği değiştirilmiş organizmaların bulunduğu ürünlerin bazıları Türkiye’de de satılıyor.

Çikolatalar, şekerler, süt ve süt ürünleri, mamalar, paketlenmiş gıdalar, kahvaltılık gevrekler, dondurulmuş gıdalar, atıştırmalık yiyecekler, enerji barları, sodalar ve meyve sularında GDO bulunma ihtimali çok yüksek.
Dünyada genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) en çok üretildiği ve tüketildiği ABD’de hazırlanan bir kılavuzda, isimleri açıklanan ürünlerin ve firmaların bazıları Türkiye’de de satılıyor. Türkiye’ye “canavar gıdalar” olarak de nitelenen GDO’lu ürünlerin girip girmediği mevzuat eksikliği nedeniyle tespit edilemiyor, ancak ABD’de yayımlanan broşürde yer alan tanıdık bazı ürünlerin ve çokuluslu firmaların isimlerinin de yer alması tüketiciler için büyük risk oluşturuyor.

ABD’deki tüketici örgütleri, bilim ve sağlık örgütleri, organik çiftlikler ve çiftçi örgütleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları, GDO’ların sağlık, tarım ve ekolojiye olumsuz etkileri nedeniyle broşürler yayımlayarak GDO’lu gıdaları teşhir ediyorlar. Son olarak Center for Food Safety ve Institute for Responsible Technology tarafından hazırlanan “GDO-suz Ürün Alışveriş Kılavuzu”nda çok çarpıcı bilgiler yer alıyor. Genetik testlere değil şirketlerin demeç ve bilgilerine dayanarak hazırlanan kılavuza göre GDO’lu ürün grupları arasında mamalar, meyveler, sebzeler, et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, tahıllar, baklagiller, makarnalar, tahıl gevrekleri, fırınlanmış gıdalar, dondurulmuş gıdalar, çorba, sos ve konserveler, çeşniler, çerezler, şeker, çikolata, tatlandırıcılar, sodalar, meyve suları yer alıyor. “GDO’ya Hayır Platformu”nca Türkçeye çevrilen kılavuzda, GDO’nun 4 büyüğü olarak tanımlanan mısır, soya fasulyesi, kanola ve pamuk içeren ürünlerden özellikle kaçınılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Meyve sebzeler de değişti
Kılavuzda Amerika’da satılan taze meyve ve sebzelerin küçük bir kısmının genetiğinin değiştirildiği vurgulanıyor. Türkiye’de GDO’lu tarım ürünü ekimi ve hasadının yapıldığı bugüne dek kabul edilmedi. Ancak kılavuzda da belirtildiği gibi ithal edilen tatlı mısırın büyük kısmı GDO’lu. Hawaii’den ithal edilen dünyanın genetiği değiştirilmiş tek ticari meyvesi papayaların da neredeyse yarısı GDO’lu olarak tanımlanıyor.

GDO NEDİR?
Genetik modifikasyona uğratılmış gıdalar, laboratuvar şartlarında gıda için kullanılan bitkilerin ya da hayvanların DNA’larının içine çeşitli genlerin yapay olarak aktarılmasıyla oluşur. GDO’ların üretim aşamasında, bakteriler, virüsler, böcekler, hayvanlar ve hatta insanlardan gen aktarımı yapılıyor. Kılavuzda GDO’lu ürünlerden kaçınmanın yolları da şöyle sıralanıyor: “Organik ürünler satın alın. ‘GDO’suz’ etiketi arayın. Riskli içeriklerden kaçının.”

GİZLİ GDO’LAR
Kılavuzda, işlenmiş ürünlerin “organik” ya da “GDO’suz” ilan edilmedikleri sürece çoğunlukla gizli GDO barındırdığı belirtiliyor. GDO’lar ile üretilmiş olma ihtimali bulunan ürünlerin bazıları da şöyle sıralanıyor: “Aspartam, B12 vitamini, margarin, C vitamini (Askorbik asit), kabartma tozu, karamel, E vitamini, gliserin, glukoz, gluten, mısır nişastası, mısır yağı, nişasta, soya unu, tofu.”
Özlem GÜVEMLİ Haberi
CUMHURİYET GAZETESİ - 06 OCAK 2009 SALI
=====================
GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGİNİZMALAR(GDO) bu konuyu daha önceleride
gündeme getirmiştim sevgili meslektaşlarım,anlaşışan bu konu
gündemden hiç düşmeyecek gibi,
A.M.O.07.01.2009

TRANSGENETİK MISIR (GDO)


TRANSGENETİK MISIR (GDO)
G.D.O/G.D.O/G.D.O/G.D.O/G.D.O/G.D.O
----------------------------------_
GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR
=====================================

Sevgili Arkadaşlar G.D.O.(Genetiği Değiştirilmiş
organizmalar)bununla ilgili pek çok yayınlar vardır,
bunun için geçmişte yazılan yazılarımızı gözden
geçirerek aşağıya yapmış olduğum bir alıntıyıda
sizlerle paylaşmayı faydalı bulmaktayım.
A.M.O.14.11.2008



TRANSGENETİK MISIR üremeyi vurdu.
_________________________________________


Transgenetik mısırın farelerde üreme sorununa neden olabileceği bildirildi.
Viyana Veterinerlik Üniversitesi\'den bilimadamlarının yaptığı araştırmada, genetiği değiştirilen mısırla 20 hafta beslenen dişi farelerde üreme sorunu görüldü.

Amerikan Monsanto şirketinin ürettiği transgenetik mısırla beslenip yavrulayabilen farelerin yavrularının kilosunun normalin altında olduğu belirlendi.

Bilimadamlarından Jurgen Zentek, araştırmanın tek tür hayvan üzerinde yapıldığını ve sonuçlarının doğrudan insana uyarlanamayacağını belirterek, farelerden başka hayvanlarda da bu sorunlarla karşılaşılıp karşılaşılmayacağını belirlemek üzere başka araştırmaların gerekli olduğunu vurguladı.

Araştırmacıların, sonuçların yanlış yorumlanmaması için uyarı yapmalarına karşın, başta Greenpeace ve Global-2000 olmak üzere bazı çevreci örgütler genetiği değiştirilmiş \"Mon810\" mısırının yanı sıra tüm transgenetik ürünlerin tüm dünyada hemen ve tamamen yasaklanması çağrısında bulundu.
Aşagıdaki kaynaklardan alıntıdır.
DAHA KAPSAMLI BİLGİLER İÇİN:
Cumnhuriyet Gazetesi 15.11.2008
www.sondakika.com
www.dugader.org

GDO/BİYOGÜVENLİK


GDO/BİYOGÜVENLİK
Biyogüvenlik Hemen Şimdi
“BİYOGÜVENLİK HEMEN ŞİMDİ, GIDA TOHUM HAKTIR KAMPANYASI”

MISIR BALONU TÜRKİYE TURUNA ÇIKIYOR !..


30 Nisan 2008

Türkiye tarımı üzerine baskılar ve tarımı yok etme girişimleri hızla sürmektedir. Kamu, tarımdan çekilmekte, küçük çiftçi tarımdan koparılmakta ve tohumundan suyuna, toprağından tarımsal ürünlerine kadar herşey özel sektöre, uluslararası sermayeye, ulusal ve uluslararası tohum, tarım ve gıda tekellerine terk edilmekte, hatta pazarlanmaktadır.

Halbuki biliyoruz ki yaşam için gıda, gıda için tarım, tarım için ise gereksinim duyulan öğeler toprak, su ve tohumdur. Toprak, su ve tohumdan bir tanesi eksik ise gıda olmaz, gıda yoksa yaşam bitmiş demektir. Tohumun, toprağın ve suyun yaşam ve hak olduğuna inananlar olarak gıda egemenliğimizin yok edilmesi ve bize özürlü gıdalar dayatılmasına karşı çıkıyoruz.

Geçtiğimiz yıl büyük bir hız ve emrivaki ile çıkarılan Tohumculuk Yasası bu ülkenin tarımı ve gıda egemenliğine büyük bir darbe indirmiştir. İçinde uluslar arası tohum devlerinin de bulunduğu tohum endüstrisi tarafından hazırlanan,

tohum ve diğer bitki materyallerinin üretiminden pazarlanmasına kadar ki tüm aşamalarını birlikler aracılığı ile şirketlerin sevk ve idaresine sunan bu yasanın iptali için Anayasa mahkemesine başvurulmuştur.


Yerel tohumlarımızı ve biyolojik çeşitliliğimizi koruyabilmek, eşit ve adil paylaşımlı güvenli gıdaya ulaşabilmek,
gıda egemenliğimizi koruyabilmek için Ulusal Biyogüvenlik Yasası’na ihtiyacımız vardır.



Böyle bir yasa taslağı, çeşitli hükümetler döneminde hazırlanmış, 1998 yılından 2008 yılına kadar, yani tam 10 sene Ulusal Biyogüvenlik Komitesi toplantıları yapılmıştır. Bu zaman zarfında GDO’ların serbest dolaşımını düzenleyecek Biyogüvenlik Yasası’nın çıkartılması sürüncemede bırakıldığı gibi; yasa taslağı, toplumun mağdur olacak kesimlerini muhatap alınarak da hazırlanmamıştır.


Hükümetlerimiz Avrupa Birliği ve Amerika arasında süren GDO savaşının arasında kalmıştır. Amerika’nın GDO dayatmalarıyla ve AB’nin muhalif yada çekimser politikaları arasında bocalayan hükümetlerimiz artık halkın, bilimin ve ekolojik gerçeklerin sesine kulak vermelidir. Tüm çiftçiler, tüketiciler, çevre ve ekolojiden yana hazırlanacak bir Biyogüvenlik Yasası için “Hemen Şimdi” diyoruz.


Biz onlarca demokratik kitle örgütü ve bilim insanının oluşturduğu GDO’ya Hayır Platformu ve diğer kitle örgütleri ile Biyogüvenlik Yasa Tasarısında, geleceğimizi koruyacak düzenlemelere emek harcamaya hazırız. Bu nedenle başlattığımız kampanyanın bir ayağı olarak yarattığımız Mısır Balonu ile Türkiye’nin çeşitli il ve \"Biyogüvenlik Yasası, Hemen Şimdi !\" diyerek, tüm yurttaşları, tüketicileri ve tüm çiftçileri yani halkımızın tümünü, Biyogüvenlik Yasası’nın çıkarılmasına taraf olmaya çağırıyoruz.


Mısır balon turunu, Türkiye’nin tarım potansiyeli yüksek olan Bursa ilinde, ve özellikle de GDO’ları tamamıyla red eden Organik Tarım sistemi ile üretim yapan ve bu ürünleri halkımızla buluşturmaya çalıştığımız Bursa’nın ilk ve tek Organik Ürün Pazarında olan Nilüfer Organik Ürün Pazarında başlatıyoruz.


Çünkü burası alın teri ve emekle üretilmiş sertifikalı organik ürünlerin, bu sağlıklı ürünlere ulaşmak isteyen tüketiciler ile buluştuğu yerdir. Türkiye’de sayıları şu anda çok az olan ama duyarlı yerel yönetimlerin yoğun çabaları, çiftçiler ve çeşitli sivil toplum kurumlarının desteği ile gelecekte yaygınlaşacağına inandığımız organik ürün pazarları, yok edilmeye çalışılan Türkiye tarımının ve ülkemizin gıda egemenliğinin destek ve direnç noktalarıdır.


Endüstriyel tarımın çevre, ekoloji ve canlı sağlığı üzerinde tehdit oluşturan, bol kimyasallı monokültür tarım ürünleri yerine, küçük ölçekli, doğayla dost ve polikültür, yani çoklu tarım sistemini uygulayan organik-ekolojik tarımı yurt sathına yaymak, tüketicileri bu ürünleri tüketme konusunda bilinçlendirmek en önemli görevlerimizdendir.



Görevlerimizden bir diğeri de tarım kimyasalları ve GDO’lu tohumların üretici ve pazarlayıcısı olan uluslararası biyoteknoloji şirketlerine karşı tarım ve gıdamızı, biyolojik çeşitlilik ve yerel yemek kültürümüzü korumaktır.


Düzenlediğimiz kampanyada, kamuoyunun dikkatini çekmek ve hükümeti uyarmak istediğimiz ana konu; GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı) ürünleri bu ülke topraklarında ve gıda olarak sofralarımızda istemediğimizi bir kez daha vurgulamak, GDO’lu ürünlerin ülkemize serbest giriş ve serbest dolaşımlarının, çıkarılacak Ulusal Biyogüvenlik Yasası ile kontrol edilmesini sağlamaktır.



GDO’lu ürünlerin ekilip dikilmesini yada gıda olarak tüketilmesini istemeyen halkın iradesine saygı gösterilmeli ve bir an evvel bu konuda çalışmalar başlatılmalıdır.


Gıda, tohum haktır,

Biyogüvenlik Hemen Şimdi…

GDO’ya Hayır Platformu Bursa Bileşenleri
Kaynak: DOĞADER
05.05.2008

GDO\'ya HAYIR SOFYA BULGARİSTAN\'DA
Wednesday, August 1, 2007
GDOYA HAYIR PLATFORMU SOFYA\'DA DÜZENLENEN GMO FREE BALKAN ETKİNLİĞİNE KATILDI













İkincisi Bulgaristan-Sofya’da düzenlenen GMO Free Europe 2. Balkan toplantısına GDO’ya Hayır Platformu’ndan Uygar Yıldırım, Öncü Maracı, Levent Gürsel Alev ve Ahmet Atalık katıldı.
Birincisi geçen yıl Yunanistan-Selanik\'te gerçekleştirilen GMO Free Europe 2. Balkan toplantısı Bulgaristan-Sofya\'da yapıldı.

Agrolink ve Friends of the Earth Europe tarafından düzenlenen GMO Free Europe 2. Balkan toplantısı etkinliklerinin Canavar Domates kampanyası çerçevesinde Canavar Domates\'in 8 Bulgar şehrini dolaştıktan sonra son durağı Sofya oldu.

24.07.2007 tarihinde Ulusal Kültür Sarayı önüne yerleştirilen Canavar Domates önünde açılan stantta GDO\'lara karşı imza toplandı, halka broşürler dağıtıldı. Bulgaristan Telgraf Ajansı Basın Klübü\'nde yapılan basın toplantısıyla Canavar Domates\'in Balkan turunun sona erdiği basına iletildi. Aynı gün Sofya Üniversitesi Biyoloji Fakültesi\'nde \"Kontrolsüz Akan Yaşam, ABD, 2004\" filmi gösterildi.

Sofya Üniversitesi\'nin Gazetecilik Bölümü\'nde 25.07.2007 tarihinde düzenlenen \"GMO free Balkans\" toplantı ve çalıştaylarına katılım sağlandı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık toplantıda GDO’ya Hayır Platformu adına \"The Legal Position of GMOs in Turkey – GDO\'ların Türkiye\'deki Yasal Durumu\" konulu bir sunum yaptı. Çalıştay bölümünde ise GDO’ya Hayır Platformu tarafından
- anti-GDO balkan koalisyonu (Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya) tarafından GDO’larla ilgili uluslararası bilimsel bir sempozyum düzenlenmesi,
- Balkan koalisyonu ülkeleri arasında ekolojik tarım veya köylü tarımı yapan kooperatif, sendika vb tarım örgütleri arasında iletişim ağı ile ekolojik ve/veya yerel pazarların kurulması,
- Balkan ülkeleri arasında GDO testi uygulayabilecek akredite laboratuarların listesini oluşturulması ve o ülke örgütleri üzerinden ucuza test yapma organizasyonunun gerçekleştirilmesi önerileri sunuldu.

Toplantı ve çalıştaylarda, platformumuzun oluşturduğu bilgi birikimi ve mücadeleleriyle GDO\'ya karşı verilen savaşta oldukça iyi bir konumda olduğu bir kez daha görüldü.


Publié par gdoyahayir à l\'adresse 9:17 AM
0 commentaires:
Post a Comment

Newer Post Older Post Home
Subscribe to: Post Comments (Atom) GDO\'ya Hayır Platformu


Iletisim
Yorum ve katkilariniz icin: antigdo(at)gmail.com


GDO\'YA HAYIR PLATFORMU SİTESİNDEN ALINMIŞTIR
YAŞAM PATENTLENEMEZ
======================================


BU KONUDA BİZDE ÇOK ARAŞTIRIP KULLANDIKLARIMIZ VE
İNSANLARA YEDİRDİĞİMİZİN NE OLDUĞUNU BİZDE ARAŞTIRIP
EN İYİSİNİ VERMEYE/ÜRETMEĞE ÇALIŞMALIYIZ
A.M.O.
10.05.2008

GÜNDEMDEKİ DOMATES


GÜNDEMDEKİ DOMATES
D O M A T E S

Son günlerde sadece Domateste ön plana
çıkmış olan nitrat kalıntıları çiftçinin normalin üzerinde
sarfettiği takdirde canlılara hastalık bulaştırmaktadır.
Bilmedeğimiz veya gündemimize düşmeyen neler varolduğunu yani,hangi sebze ve meyvede ne tür ilaç
kalıntıları olabailecegini tahmin edememekteyiz Domatesteki kalıntılarda Rusya\'dan ülkemize iadesinden dolayı gündemimize girmiştir.
Bir Gazetemizin 11/06/2008(Takvim) günü baskısında yıkamakla geçemeğeceğini yazmaktadır doğruluk
neticesi uzmanlarımız tarafından saptanacak olsada
bizlere son tüketimlerde özel görevler düşmektedir.
Aynı gazetede Uzman görüşü olarak görüşü alınan
Gıda Yük.Müh. görevlinine Kanser riski yüksek ve Topraga karışması ile nitratlı domatesin yıkanarak temizlenmesi asla mümkün değildir demesi hiç tüketmemek anlamına gelmiyor hepimiz bilmekteyiz
Domatessiz Sofra,yemek onsuz olmamaktadır.
Organik gıdayı tüketmekte sorun ihtiyacı karşılayamayacagı için Normal üretim tüm sebzelerin
kullanımı zorunludur.
Bize düşen görevlerse Domatesi çok iyi yıkayıp ve
Klor\'layıp yıkayarak ve Kabuklarını soyup kullanmak
önemini göstermektedir.
a.m.o
12.06.2008

G.D.O. DENEYLERİ

G.D.O DENEYLERİ



GDO\'lu ürünlerin zararlarını ortaya koymak için insanlar üzerinde yapılmış bir deney yok. Dünyada bu konuda analizler 
yapan 2 bilim adamı bulunuyor.Bunlardan biri yaptığı analizlerin sonuçlarını kamuoyuna açıkladığı için görev yaptığı Rowett Araştırma Enstitüsü\'ndeki görevinden alınan iskoç doktor ARPAD PUSTZA .Pustza GDO \'nun zararlarını ortaya çıkarabilmek için fareleri genetiği değiştirilmiş patateslerle besledi .Farelerin sindirim sistemlerinde bozulma,bağışıklık sistemlerinde çökme ,kan yapılarında bozulma,tüm iç organlarında küçülme tespit etti.Pustza bu deneyimini enstitü müdürü ile paylaştı ve kamuoyunu bu konuda uyarmaya karar verdiler .Pustza ,halkı bilgilendirdikten bir gün sonra enstitüden kovuldu .

Diğer araştırma da Rusya Bilim Akademisi\'nden Dr.İRİNA ERMAKOVA tarafından yapıldı .3 gurup fare üzerinde deney yapan Ermakova. birguruba GDO\'lu soya,bir guruba normal soya,bir guruba da normal gıdalar verdi .Bu denemesini 3 kez tekrarladı çünkü çok çarpıcı sonuçlar elde etmişti 3 denemesinde de benzer sonuçlar alınca 2005 Ekim \'inde bilimsel bir konferansta deneyinin sonuçlarını açıkladı.

Ermakova\'nın deneyinde,GDO\'lu soya ile beslenen anne ve baba dan olan farelerin yüzde 56\'sı doğumdan3 hafta sonra öldüler .Normal soya ile beslenen anne ve baba dan doğan farelerin ölüm oranı yüzde 9,normal gıdalarla beslenen farelerde ölüm oranı yüzde 6 oldu .Yani GDOlu soya ile beslene farelerin yavruları 10 kat daha fazla ölüyordu .Ayrıca GDO\'lu soya ile beslenen anne babaların yavrularının yüzde 36\'sı normal ağırlığının çok altındaydı.Bugün Türkiye\'de de PARMAK ÇOCUK vakalarında gözle görülür bir artış var. 

CUMHURİYET 12.03.2008
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar yazısı ilk bölümüne
ek olarak yapılmış deneylerdir.

A.M.O
15.03.2008

Gdo nedir

    GDO NEDİR 








Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi veya kendi
doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması
yoluyla elde edilencanlı organizmalara \"GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR\" (GDO) Adı veriliyor.
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı bir çeşit kesme,
yapıştırma ve çoğaltma işlemidir,genetik mühendisleri
tarafında uygulkanmakta,aktarılacak gen bulunduğu canlının
DNA\'sından kesilerek çıkarılmakta,sonra vektör adı verilen
taşıyıcı virüs ile gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.

FRANKEŞTAYN Gıda olarakda adlandırılan GDO\'lar bugün
kolera bakterisi geni taşıyan yonca ,akrep geni taşıyan Pamuk,tavuk geni taşıyan Patates,Balık genli Domates gibi
gıdalar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

İnsanlık bugün doğal çeşitliliğe zarar vererek tür zenginliğinin yok olmasına yol açan GDO\'ların çeşitli
yollardan yayılarak yeni FRANEŞTAYN\'lar yaratma tehlikesi ile 
karşı karşıya.

GDO\'YA NEDEN HAYIR.

Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler,canlı sağlığı,
biğolojik çeşitlilik,ekolojik dengenin bozulması,ekonomik
bağımlılık,canlıların yaşam hakkının elinden alınması ve canlılar üzerinde mülkiyet hakkı tanınması açısından önemli
TEHDİT ve RİSKLER taşımaktadır.

HANGİ ÜRÜNLER GDO\'LU OLABİLİR?

Mısır,Patates,Domates,Pirinç,Soya,Buğday,Kabak,
Balkabağı,Ayçiçeği,Yer fıstığı,Kolza,Kasava,Papaya ve
aklımızda olmayan birçok GDO\'lu ürün vardır.

Muz,Ahududu,Çilek,Kiraz.Ananas,Biber,Kavun,Karpuz,
Kanola bunlarda çalışmalarının devam etmekte oldugu
ürünlerdir.
Üretim aşamasına GDO Kullanılmış Birçok ürünler vardır,
Mısır ve Soyadan üretilen Yağ,Un,Nişasta,Glikoz,Sakkaroz,
Fruktoz içeren günlük tüketimi çok olan gıdalar yer alıyor,
Örnekleri çok:Biskuvi,Krakerler,Pudingler,Dondurma tozları,
Kaplanmış çerezler,Bitkisel yağlar,Bebek mamaları,Çikolata,
Şekerlemeler,Hazır Çorbalar,Bulyonlar,Çeşniler,Gofretler,
Mısır ve Soyayı yem olarak tüketen Tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar ile pamuk GDO\'lu olma riski taşıyor.
Sadece Mısırdan üretilen çeşitli gıdalarda bileşen veya katkı maddesi olarak kullanılan yan ürünler sayısı 700 Soyadan üretilen türlerin sayısı 900 çeşidi bulunuyor.Yani bu yan ürünleri içeriğinde kullanılan her bir işlenmiş ürünün
GDO\'lu olma riskleri bulunmaktadır.

Türkiyede GDO içeren ürünlerin satılma riskleri çokyüksektir,
bu konuda Yasal düzenleme olmadığından ve sadece İthalatçının beyanı üzerine verilen belgeler ile ithal edilmektedir.Türkiye Mısır ve Soya ithalatının büyük bölümünü En büyük GDO\'lu Mısır ve Soya üreticisi olan 
Arjantin ve ABD \'de ithal etmektedir.
Bu ürünler günlük hayatımızda çok kullanıldığından yani tükettiğimizden Çocuklarımız Gelecek nesiller için sağlıklı
yaşama önem vermeli ve bilinçli gıda tüketimini benimseğerek
uygalamak gerekmekte.

A.M.O.
27.03.2008








https://ayhanmansuroglu.blogspot.com/search/label/YARI%C5%9EMA%20G%C3%96RSELLER%C4%B0?m=1

8.9 ve 10.MUTFAK GÜNLERİ RESİMLER VE DİPNOT

  Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Sn.Yalçın MANAV 'dan Ödüllerimi alırken. Sevgili  Ziyaretçi; BU BAŞARILAR SADECE ...